Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Hazzın, yavuz celladın kırbacına boyun eğmiş de
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Yine, daha önce defalarca günün şiiri yapılmış tercüme bir şiir. Antoloji, onca eleştiri ve tavsiyeye rağmen, bu manasız davranışında ısrar edip "DEDİĞİM DEDİK ÇALDIĞIM DÜDÜK" havasından vazgeçmiyor ne hikmetse? Onlar bu ısrarlarından vazgeçmedikleri müddetçe biz de eleştirilerimize ve uyarılarımıza devam edeceğiz.
Bera'yı malumat.
güzel şiir. kendi dilinde daha akıcı olabilir
İsmini niye çevirmemişler?
Bahsine varım herkes Çarls diye okuyordur :)
Güzellerin güzeli güzel yaratan güzel
Nabızların içinde durmadan atan güzel
Her türlü güzelliği bedava satan güzel
Her nefes alışımda verişimde sen güzel
Gir kalbime bir daha çıkma ne olur güzel
Yine geldik takıldık çeviri şiirlere....
Ya çeviri şiirin şiirliğini katletmiş,ya da son derece lezzetsiz bir şiir okudum.
AMA seçici kurulun ısrarcı tutumunu yürekten kutlamak istiyorum.
Ne derlerse desinler benim bildiğim doğrudur demek her babayiğidin işi değildir ne de olsa...
Tüm şiir sevenlere saygı ve sevgiler.
Fikret Şahin
Güzel bir sone örneği...
Değerli şairemiz Naime Erlaçin Hanımefendinin yazını aynen satırlara aktarıyorum.
Çeviri şiirlerde, çevirmen adı olmayınca birilerinin hakkı yeniyormuş gibi geliyor bana. Ayrıca, şiirin iki farklı çevirisi daha olduğunu hatırlıyorum. Yalnızca birini bulabildim. İzninizle onu ekliyorum......
...İÇE KAPANIŞ...
Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam....
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte;
Toplasın acı meyvesini nedametin
Sen gel derdim, ver elini bana, gel şöyle....
Bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler
Eski zaman esvaplariyle eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güleryüzle sulardan....
Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi....
Charles BAUDELAIRE
Çeviri : Sabahattin EYÜBOĞLU
Fazla yoruma gerekte kalmıyor.
Saygılarımla....
çeviri olmasına rağmen yine güzel bir çağrışımı var tabiiki, kendi dili ve vurgusu ile daha güzel olabilir.şiir ortak bir dünya dili ise zaman zaman yabancı şiirleri okumak incelemek gerekli.
çeviri olmasına rağmen yine güzel bir çağrışımı var tabiiki, kendi dili ve vurgusu ile daha güzel olabilir.şiir ortak bir dünya dili ise zaman zaman yabancı şiirleri okumak incelemek gerekli.
Şiir, yazıldığı dilin fonetiğini /musikisini taşır.Çeviri ne denli iyi olursa olsun, kelime vurguları ve anlamları yerli yerine oturmadığı için, yazanın şiiri olmaktan uzaklaşır, tercüme edenin bilgi ve becerisine
tâbi olur. Böylece orijinal olmaktan çıkar, yorumlamakta hataya düşülür.Onun için çeviri şiirleri asla tutmam.Sevgilerle.
Enver Özçağlayan
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta