Bayramlar herkes için farklı anlamlar ifade edebilir… Ben bu bayram vesilesiyle yaşlı annemin ziyaretine gittim. Benim için bayram nedir diye düşündüğümde en anlamlı olan şey, en zor şartlarda bile, bazı öncelikleri çok iyi hesap ederek değerlendirmek… Annem 91 yaşında, çoğu günleri yarı uykulu geçtiği halde, bizim gelişimizi görünce herkesi şaşırttı.
- Nasılsın anne, nasılsın abla, teyze diye soranlara,
- Nasıl olayım daha… ‘’merdivenim kırk basamak, kırkına dayadım dayak, oğlum gelinim gelmiş, koşarım yalın ayak…’’ diye cevap verince, bu hiç beklenmeyen cevaba biz ve yanımızdakiler şaşırdı, tabi mutlu olduk… Demek ki ziyaretimiz manevi olarak bir güç kattı anneme… Gitmemiş olsaydık. Morali çökecek, bu kadar güçlü olmayacaktı… En besleyici gıdaları verdiğimiz halde, bu kadar güçlü olmuyordu…
Tam tersi ise anneler için en büyük yıkım. Hele hele savaşlarda ve kavgalarda çocuklarını sonsuza kadar kaybedenler için ne büyük yıkım…
Dönüşümüz biraz gecikti. Sebebi ise asker sevkıyatı nedeniyle otobüslerin dolu olması, yer bulunamaması… Yolculuk boyunca yedi vilayet ve bir çok ilçeden geçtik ve her birinin otogarına uğradık… Her uğradığımız otogarda, asker sevkıyatı vardı. Asker sevkıyatı özellikle büyük bir gürültü ile duyurulmaya çalışılıyordu. Özel törenler yapılıyor... Eskiden, yani biz askere giderken, böyle bir şey yoktu. Şimdi neden var? Daha otogarlara yaklaşırken sesler duyulmaya başlıyor. ‘’En büyük asker bizim asker! ’’ Eskiden böyle bir şey yokken, şimdi neden var? Düşünebildiğim tek şey, o zaman ölüm korkusu yoktu. Çünkü çatışma diye bir şey yoktu. Ömürden kaybedilen iki yılın kaygısından başka bir kaygı yoktu. Askere giden askerlik şubesinden sülüsünü alır, sessizce kaybolurdu. Ancak sevgilileri bir de anne baba ve kardeşleri bilirdi. Şimdi ölüm korkusu var. Açıkça olmasa bile askere gidenler kendi aralarında kim sağ dönecek, kim geri dönmeyecek? Onu düşünüyorlar. Bu korku sarsıyor gençleri, aileleri… Bu çığlığı savaş çığlığı olduğu kadar barış çığlığı olarak da anlamak gerek.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta