camlar siyah siyah kırılır gece
ağzında lambalarıyla dolaşır sokak
karanlığın önünü ilikle oğlum, korkma
babalar deniz nefesli çocuklardır bir bakıma
Trenleri yağmurla gelen kasabanın
kuru gölgeli evlerinde düşürdüm elimi
aksak bir frenin saatinde
düşünceler mezarlığını okurken bun ve mut
arasında tanısı konulmuş bir ölünün maun reçetesi
yazgıyı dinlemek için tok alın derlerdi
ve cesaret oldu ilk harf
kime kaldı sözün anlattığı
az sonra öptüm alnının ırmağından
usul bir bahar yarasını sarıyordu
kaşlarındaki patikada
teninde kısrak bir akşam koşuyor
bir vapuru çiziyor elleriyle deniz
yavaşça açılan yalnızlıklara
gökyüzü yine pamuk tarlası
gel hasadını toplayalım yağmurun
-sus ve pus vakti şimdi-
geceyi heceleme durağıydı bilirsiniz
bütün ezberlerin vakitsizce beklediği
diren/işin gizlen/işin ve üstlen/işin
/unutulan bir aşk zaten yaşanmamıştır/
Hayatla dalga geçen bir balerinin
saçlarına tutunup özümsedim hayatı
/ Aşk içindi her şey /
N.
ak başlı bir kartalım ben ıssızlığında yârin
Toroslar'dan süzülen Orta Anadolu'ya tülbent yeşili
/Yüreğin bir yavru Albatros
gün dolaşımlı bir çift minik kanat/
yüzü gözü dağılmış Amphora’lardan
/ hüzün dokumasın artık zaman /
B.
uçuyor kanadı ak hasret sesine vurulmuş
bir sonu olmalı diyorum bu kalp azgısının
üveyikler öyle koşmamalı yaz yokuşuna
diye bir rüya mırıldanmalı saate akan çocuk
ama duymayın beni sakınlanın ben
ki kapalı olurum pazarları aşklanmaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!