Çıkmazdı bütün sokaklar
Can havliyle koşuyordum
Bilmem kaç sokak dolaştım
Ölesiye yoruldum.
Hem yoruldum
Üstelikte panik içindeydim
Kapalı yer korku olur ya
İşite öyle bir şey.
Korkuyordum çocuklar gibi
Kaybolmuşum çocuklaşmışım
Üstelikte nefesim kesiliyordu
Hava büsbütün kararmıştı.
Çıkmaz sokakların birinde
Duvara dayandım düşmemek için
Ağlamak istiyordum için için
Kızdım kendi kendime.
Çocukluğun sırası mı dedim
Düşmemek için epey direndim
Bütün gücümle bağırıyordum
Nefesim çıkmıyordu.
Kabus gibi bir şeydi
Karabasanlar çökmüştü üstüme
Boğazımı sıkıyordu bir kıllı bilek
Tek istediğim o semtten kurtulabilmek.
Yere yığılmak üzereydim
Çıkmaz sokakların birinde
Sokağın köşesinde olabildiğince
Bağırmak istiyordum kimse yok mu…
Bağırabildim sonunda
İn cin top oynuyordu
Beni kimsecikler duymuyordu
Ellerim duvardan aşağı süzülüyordu.
Dizlerim boşalıyor
Gözüm kararıyordu
Başımı kaldırım taşına
Vurmasam öyle yıkılsam.
Koluma biri girdi
Çok şükür biri geldi
Dudaklarımdan değil
Kalbimden bu iki cümle döküldü.
Yaşlıca bir adamın kolundaydım
Neyiniz var
Kalbiniz mi var?
Başımı sallayarak hayır hayır
Benim kalbim yok dedim.
Başınız mı dönüyordu
Belki de tansiyon diyordu
Kaybolmuştum çıkmaz sokaklarda
Adam bunu bilmiyordu.
Korkudan bu yaşta
Panik yapacağımı tahmin edemiyordu
Düşmeyeyim diye tutunuyordum ona
O mütemadiyen neyiniz var diyordu.
Bir parça toparladım
Kısık bir sesle duyulur duyulmaz
El yordamıyla nasıl çıkacağım buradan
Kayboldum dedim.
Ben de yabancıyım şu taraf galiba
Korkularım iyiden iyiye artmıştı
Bilmediğim bir şehirde
Girmiştim iyice bir girdaba.
Bir kız uyukluyordu köşenin başında
Adam çirkin kıllı elleriyle
Saçlarını okşayarak uyandırdı
Kızın yanı başında bir gitar vardı.
İnce uzun bir çenesi
Kız dedim ama
Saçlarında beyazlar vardı
Dalga dalga gün batımı gibi.
Bodrum denizine benzeyen
Gözlerinden yakamozlar süzülen
Ben ömrümde böyle göz görmedim
Böyle diyordum içimden.
Korkularımı unuttum
Öyle bir baktık ki
Daha beter kayboldum
Kahverengi bir eteği vardı.
Eteğin üstünde küçük küçük çiçekler
Mor mu desem sarı mı turuncu mu
Dedim ya kaybolmuştum
Zaten ayakta zor duruyordum.
Sinirli sinirli adama baktı
Sıra tekrar bana gelince
Öyle bir tebessüm çaktı
Kalbimi ilk defa bir bakış yıktı.
Yarı doğruldu
Toparlandı oturdu
Ne yani ikiniz de mi kayboldu
Bu soruyu sadece
Benim gözlerime bakarak sordu.
Halbuki ağlamaktan kurtulmuştum
Daha demincek düşmemek için
Duvarlara tutunmuştum
Bir bakışla toz duman olmuştum.
Şuradan gidin sol sağ derken
Bir eliyle saçlarını topluyor
Katlanmış boynunu ovuyor
Arada bir gözlerini ovuyor.
Doğduğum günden beri
Her şeyi sorgular gibi bakıyor
Öyle suçluyor ki
Bütün işlenmiş cinayetleri
Ben işledim demek istedim.
Beni bulan yaşlı adam
O da kurtulmuştu kaybolmaktan
Caddeye çıkınca çok teşekkür ettim
Caddede biraz dolaşıp eve gidecektim.
İki elim ceplerimde
Geziniyordum İstiklal caddesinde
İçmiştim körkütüktüm yeterince
Aklım yol gösterene gidince…
Sabaha kadar içebilirdim kendimce.
İçmek içmek
İçerken ölmek
Bir yol gösterenim vardı
Nasıl olsa…
Nevi-zade de bir kadeh
Bir yılda böyle aheste içilmemiştir
Hiç kimsenin önünden
Yol gösteren gitarlı kız geçmemiştir.
Nev-izade bir yangın yeriydi
Yol gösteren gitmiştir
Hiç kimse
Kaldırımda böyle sefil ölmemiştir.
Ez cümle
Dün gece
Kimsesizler mezarlığına gömüldüm
Nev-izade’de.
Kayıt Tarihi : 1.4.2023 09:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!