Üşümüş bir ruh
peşinde ateşin
kendi kulesinde
hapsedilmiş kadın
sorular ve bilmeceler içinde
yüzüne bakar bütün yolcuların
Kimbilir belki de
evimizi öldüren mevzilerde silah çekerken sen
bir çocukluk kederinde uyuşurdum
ölümler geçerdi iç çekişimden
Ta o zamandan bilirdim
Düşlerin ıslak dalları
bir serçe titremesi
üşüyen iç sesiyim
yaralı çocukluğun
Bahçemde sular titrer
Şiir o büyük sözü söyeyince
bütün silahlar birden susacak
ölmüşlerin hep bir ağızdan söylediği
tarihten çıkıp gelen kalabalığın
akan kanın ve acıların çığlığı olan söz
-I-
Yaralı kuşum
küllerinden doğmuş Ankam
kara bir uçurum görürdü
dünyaya baktığında
savaşın delirttiği amcalar
Yangın
O dinmez yangın
Hep dilimin ucunda
Sözcükler sevişince
ölüm susardı
Ölürsem
bir çiçek açmak isterim
beni gömdükleri yerde
Ölürsem karanlıktan korkarım en çok
keşke uçabilseydim gökyüzüne
Ali’ye
Şimdi sözler
herşeyi kirletmeye çalışırken
Zamanın içinde
parmak uçlarının ince çığlıklarını anımsarım
BULUT HAYALLERİ
-I-
Bulutadam gökleri yarıp çıkar
çok uzaktadır kadın
yavaşça yaklaşırlar
buluşamazlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!