Kaç bayram geçti ruhum gibi sessiz
Gögün gözkırpacağı kadar yerdeyim
Kaç kulede sela okundu penceremden habersiz
Gözyaşlarımın hasreti kelepçeledigi eldeyim
Nehirlerin körpe bedenlerden kan içtiği
Vicdanın ayışığında ölüp merhameti biçtiği
Tırnakların anılarla canlara mezar eştigi
Yağmurun acıyla yas tuttuğu kanlı seldeyim
Zulüm kemirirken zamanı, göğün sitemiyle
Acının terini sildim zamanın mendiliyle
Karanlığa yıldız ekliyorum bedenin gölgesiyle
Öptügüm ellerin açılmayan penceresindeyim
Rüzgârı dinledim esermi geçmişten bir kukle
Küflüde olsa vefanın küllerinden çalarmı özlemle
Gönül süzgecim delindi yanlızlık örülü dikenli telle
Dikenlerin ruhumu yoğurduğu beton legendeyim
Tuzaklar kurulmuş kısılmış sesimin yankısına
Bentler yapılmış kırılan kanadın ağrısına
Yağlı urgan geçirilmiş duaların boğazına
Kederin cirit attığı hüzünlü sihirdeyim
Işığına mil çekilmiş şafagın alacasına tutundum
Sonsuz sıfırların başı elife vuruldum
Gökkubbenin hoş sadasında kurur umudum
Eğriler yumak olurken ben birin peşindeyim
Kıvılcım çaksada otlar yeşile aşık ormanıma
Zemheriye sagırım güneş omuz vermiş dalıma
Mazi emzirir kökümü ,nazarlıktır susama
Toprak ananın kirlenmemiş neslindeyim
Geceler isyanı pişirip zindanında dagıtsada
Saçlarım hasret köprüsünde bir bir kopsada
Anadolum yanık bagrımda çilesiyle koksada
Kan deryasından geçen yıldızın izindeyim...
Can Akat
Kayıt Tarihi : 23.6.2024 16:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!