Şu dünyaya ayakbastım basalı,
Rütbesizim, nişansızım, erdeyim.
Nerden çıktı? Melankoli masalı,
Kula değil yalnız Hakka ben deyim.
Gerçek değil, neden hâlâ laftasın?
Söz söylerken, incitici, gaf’tasın,
Sen; isminle müsemma bir yaftasın!
Sana göre ben her zaman herzeyim.
Bu tavırlar yakışmıyor şanına,
Allah derken, şeytan girer kanına,
Birde cinler toplandı mı yanına,
Sanırsın ki, hayır değil şerdeyim.
Karşılık ummadan sevmişiz sizi,
Bırak bizde kalsın, silinmez izi,
Bilmeyenler varsın bilmesin bizi,
Bedenimle, yüreğimle terdeyim.
Tavırlarım gitmese de hoşuna,
Arkadaşım tasalanma boşuna,
İnsanların zihnindeki loşuna,
Yetmiş bin kat, kapkaranlık perdeyim.
Varlık benim değil, ruhta, bedende,
Bu canda; kendini mihman edende,
Tecelliyi Haktır, giden, gelende,
Ne bilirsin, ben nasılım, nerdeyim?
Gözümden ırakta şekil ve biçim,
Aynı renk tonunda dışımla içim,
Belki bir gölgeyim, beklide hiçim
Var say gönüldeyim, var say serdeyim.
Akıl; benlik dağlarını yardı mı?
Sitre geçip, öz yurduna vardı mı?
Kim bilir ki zindanların ardını?
Aydınlığım, ışıktayım, ferdeyim.
Yaralıyım ustam, değme yarama,
Kusur işletirsen kusur arama,
Dünyada herkese mekân var ama,
Ben sevginin yeşerdiği yerdeyim.
17.09.09……….Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 21.9.2009 00:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!