Bu hasret nöbeti
Nerden çıktı şimdi
Fırtınanın çıldırtan melodisi
Gözlerimin kırılan camları
Ya ormanın çalan davulları
Kış bitti derken
Ayaklandı hepsi birden
Hani kar fırtınalarının ardından
Hani gitmelerin gibi parça parça
Kan kırmızısı bir güneş doğmuştu ya
İşte tüm bu olanlardan sonra
Nerden çıktı şimdi bu zamansız kar
Bir de bitesiye yanan şu mumlar
Nerden çıktı şimdi
Gece yarısında ayaklanan anılar
Dört gözle beklediğimiz Akdeniz güneşi
Farkında mısın
Bu yıl gecikti
Tam alışmışken yokluğuna
Taşların derin kuyulara düşmesi gibi
Dalarak karabasan uykulara
Hani her gün biraz daha yok olurcasına
Nerden çıktı şimdi
Uykularımı bölen bu karasevda
Ter, tütün, kahve ve idrar
Biliyorum
Korkunun tatları bunlar
Kaç zamandır içimden bir şey yapmak gelmiyor
Bildiğin gibi değil
Gelmeyeceksin diye
Ödüm kopuyor
Geçmişin devleri
Kuytularda yolumu kesiyor
Ve hep bir ıssızda bıçaklıyor hatıralar
Kaderin ironisi işte
Bir bakmışsın beklemelerde
Kulağın kirişte
Bir bakmışsın
Yüce memleket sevgisi
Hep senin olduğun yerde
Yokluğunun çöllerinde
Bayrağı hep göndere çekilmiş
Vatan hasreti
Kökleri yürekte
Hep saman sarısı gözlerinde
Bir cehennem öğlesonrasında
Serin saten çarşafların yatağında
Yorgunluğun tadını çıkarmaksa hayat
Ömrün üçte biri uyumaksa ölüm kılığında
İşte yokluğunun cinleri yatağımda
Mışıl mışıl uyumakta
Ama yokluğun etimi kesen cam usturası
Yokluğun suratıma çarpan kamçı her nasılsa
(Helsinki,15 Kasım 02)
Yuasıf KılçıksızKayıt Tarihi : 27.11.2013 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!