Şöyle bir bak, anıları hatırla
Vefasız birçok dost olandan çektim.
Geçer gider bir hayat, elem kahırla
Ne çektiysem; yılan, çıyandan çektim.
Bir lokma aşı yerken, bir kaşıkla
On çocuk büyüdük, tek bir beşikle
Önümüz gördük, çıradan ışıkla
Ne çektiysem; tahta divandan çektim.
Ayakkabı bilmez, görmez çorabı
Dikenli, taşlı yollarda azabı
Defter yoktur; belki, birkaç kitabı
Ne çektiysem; kuru soğandan çektim.
Bata çıka yürü; kara, çamura…
Dayan nice, sırılsıklam yağmura
Sevin bir parça, ekmeklik hamura
Yoktu! Ne çektiysem; kabandan çektim.
Işık et, ateşe at; çalı, çırpı
Kırk bir yamalı, sırtta pılı pırtı
Her zaman eksi, yoktu tek bir artı
Ne çektiysem; kuru düzenden çektim.
Tatil yok; dağlarda davar peşinde
Hayal bu; büyük bir adam düşünde
Beş yaşında, geçim derdi işinde
Ne çektiysem; küllük külhandan çektim.
Pire itte, bit yiğitte, darbı meseli
İlaç icat iken, yüz yıl evveli
Kalksaydı takke, görecektin keli
Ne çektiysem; Kör inat, tirandan çektim
Bunlara rağmen, yaşa yine umutla
Cumhuriyet çok yaşa; her yıl kutla
Hırsız baş tacımda, mazlumu şutla
Ne çektiysem; kâfir insandan çektim.
Öyle severdik, boyalı şekeri
Kül suyundan sabun, kilden kalkeri
Bulunmaz; tek bir oyuncak tekeri
Ne çektiysem; aslın azandan çektim.
Yunus sen böylede; deden ne derdi
Kuru ekmek güzel, kanlı aş yerdi
Şehit o; canın vatan için verdi
Ne çektiysem; kendin bilmezden çektim.
7 Aralık 2008 Kahramanmaraş
Yunus AkkaleKayıt Tarihi : 9.8.2010 10:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!