Bir nehirim ben, kayalıkları öpen
Her vuruşumda eski bir hikâye aşınır.
Yosun tutmuş taşlar, geçmişin diş izleri,
Balıklarımsa, kaçırdığım fırsatlar...
"Nereye gidiyorsun?" diye soran olursa,
"Deniz, içimde saklı bir çığlık!" derim.
Bazen yapraklar düşer sularıma,
Sonbaharın imzası gibi.
Kurumuş dalları toplar,
Kıyıya bir mezar taşı dikerim.
"Üzgün müsün?" diye sorma,
Taşın altında bir tohum gizli çünkü…
Geceleri ay, suyuma gümüş bir yara açar,
Yarasalar kanat çırpar kör karanlıkta.
Ben, kendi karanlığımı taşırken,
Yıldızları avuçlarımda erittim
Parmak uçlarım hâlâ
Yanık izi taşır o geceden…
Köprüler geçer üstümden,
Ayak sesleri yağmur gibi.
Kimisi bir özür bırakır,
Kimisi paslı bir anahtar.
Ben, sırlarınızı denize taşırım
Kuma değil, derinliğe gömülür hepsi.
Ve işte,
Denize ulaştığım o an,
Kumların altında bulduğum bir şişe içinde
Çocukluğumun resmi…
Dalgalar fısıldadı
"Yolun, kendini bulmanın ta kendisiydi."
Kayıt Tarihi : 25.4.2025 16:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!