Susuz bir nehirin beşiği gibiyim bu sabah
Salınıyor o su afaki bir hazanda
Molekülleri karışmış yine iki sıfırı fazla
Bir gemiden seyrediyorum dağları
İki kırmızı papuçla
Kaçırılmış bir fırsat tarafından takip ediliyorum
Düşen bir gözden bakış atar gibi bakıyor
Umurumda değil oysa
İlk kez hepsinden kaçıyorum
Hayatımın el alemleri sırıtıyor sırtımda
Bir kadife dokunuşu yetiyor güneşin
O zifiri karanlığa çalımımı atmaya
Kuyunun beşiği yoktu oysa
Olsaydı belki akardı o da
Akan bir su oluyorum sonra Ren’de
Nehirlerin beşikleri sallanıyorken
Uyutuyor uğurböceğini yaprak kollarında
İki makaslı yengeçler tarafından izleniyorum
Yüreğime dokunuyorum tül bir perdenin rüzgârı gibi
Yeniden dirilmiş bir ruh gibi bedenimi arıyorum
Yetmiyor anlaşılan
Ne zaman sorsam
Beş dakika öncesinde gitmiş oluyor vagonlar
Kim istemezki taze pişmiş kurabiyeli şiirleri
Küflü tarafını ayıklıyorum gecenin
Sabaha biraz törpülenmiş uyanıyorum
Sonra dünyayı dolaşıyorum erguvanî bir havada
Hayatımın kırıklarını aldırıyorum
Hayretli bakışlara hapsoluyoruz hepimiz
İnce bir sızıya asılıyor gülüşlerimiz
İki baskına teslim oluyor kahramanlıklar
Bastrılıyor bir çırpıda isyanlarımız
Ayaklanmadan kesildi adımlarımız
Karda izimiz kırmızı şimdi
Susuz bir nehirde başlamıştı oysa hikâyemiz
Söküldü suya yansıyan suretlerimiz
Uyandık yine nehirler aşkına bu sabah...
Şubat 2025
Kayıt Tarihi : 6.8.2025 13:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!