Nefes Çalanlar Şiiri - Hakan Karaduman

Hakan Karaduman
250

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Nefes Çalanlar

NEFES ÇALANLAR

Gece o denli sakin ve ötesiz ki, kaç emekçinin canı yandı gün boyu,

Sirenler ambulans taşıyor, yine hangi umudunu arayan zavallı insan

Ölürler, nedense binlercesi dolar ama hep Ölürler

Ambulans sirenleri durmadan çalar, içinde işçi tulumunda biri

Kravatsız bir beyaz yakalı; hep aynı: sıkışan göğüsler, yerin vurduğu acı

Her yere düştüğünde toprak onu içine çağırır

Ambulanslar sirenlerle yaşam savaşını belki kaybetmiş

Ama belki de

Son damarındaki nabız sesine muhtaçlar…

Siren sesleri gece mesaisinden dönen, gidenler için gece

Sesleri kesildi,

Sabah gün doğunca,

Kuşların yiyecek aramayı başaldığı zamanlarda

Yine başlayacak siren sesleri

Yine acıları acıları yükleyip ambulanslar hastanelere taşıyacaklar.

Kuşlar, gezip dolaşıp, yiyip içip, ağaçlarına döndüklerinde sabahın 9 suları,

Şakıyarak,

Zalim insanın yokladığı ama bulamadığı

Azıcık tohumlar, azcık da çiçeklerden, kurumuş böğürtlenlerden

Kursaklarına doldurdukları heybeden, şükür edici, dönünce kuşluk vakti

Hep beraber şakıyarak dedikodu yaparlar; hangi ağaçta daha lezzetli yemişler

Ve hangi insansız yerlerde azıcık kursak hakkı tohumlar;

Aralarında konuşurlar…

Saat 10, sabahın,

Ambulans sesleri azalır,

Emekçiler artık ölmeyi veya yaralanmayı bırakır,

Şakımaları usulca kesilir, öğlen uykusuna geçerler; siesta!

Sahi insanlar öğlen uyumazlar mı gece gelmeden önce öğleyin?

Kuşluk vakti öğle sonrası saat 14 civarı, en avcı kuşun sesiyle uyanır

Sesler, şakımalar, ben daha güzel bir yer biliyorum, hadi oraya gidelim ısrarları;

Çocukluktan çıkmış taze ve güçlü kanatları,

Yaşlı kuş sorar; orada insan var mıydı?

Yok!

Peki kediler?

Yeniden uçar kuşlar, akşama kursaklarına son birer lokma için

Odamın penceresi harika bir ağaca bakar: okaliptüs, bizimkiler kaliptüs der

Nefis kokulu yaprakları, sadece toprağa sığınır, su istemez ilaç istemez,

İnsanlar uzak dursun yeter der.

Kuşları bekler

İnsanlar gelir giderler, bazen bir arap bülbülü dala konmuş öter

Sorarım hasta insana, duyuyor musunuz sesleri?

Kulaklarını kabartır, dinler ve der, uzaktaki benim duymadığım

“kamyon sesi mi?”


Ne kadar çokça ölüler geçer karşımdan gün boyu,

Sekseni geçmiş, hala duyuyor ve hala çişine kendi gidiyor

Ve

Hala yürüyerek geliyor,

Ne çok ilaçlar içtiğini, bıktığını söylüyor

Ölüm kapımda diyor, ilaçlarım silahlarım, yutarım bak her gün

Uzak dur ölüm!!!!

Yaşamak ve bir fazla daha nefes almak uğruna,

En iyi bildikleri oyuna

Bencillikleriyle,

Ölümsüzlüğe duydukları inançla,

Kimseye

Ve

Nedeni yok

Ölürsem korkusu olmadığından sanırım

Kimseye koklatmadan birikimlerinin üzerlerine

Kuluçkalara oturup öylece beklerler…

Ölümsüz olmalarında ötürü sanırım,

Hiç

Ama hiç

“kötü bir şeyleri” yoktur.

Hakan Karaduman

Hakan Karaduman
Kayıt Tarihi : 25.5.2025 19:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!