Ne güzel bir şarkıydı geçmişten gelen, yanılmıyorsam Modern Folk Üçlüsü ve Ayşegül Aldinç Ablamız beraber söylediler defalarca ’’Nefes almak değildir yaşamak düşünmek ve hissetmektir yaşamak.’’ Bizler insan olarak ne katıyoruz dünyaya, dünya bize neler katıyor, buna bakmak lazım.
Bir kedi de nefes alıyor, ceylan da, zebra da, fil de... Bizler sevgi ile yoğruldukça insan olmaya sanırım biraz daha yaklaşıyoruz. Yine de tevazuyu elden bırakmamak lazım. Hazreti Mevlana ’’Hamdım piştim yandım.’’ demiş... Demek ki piştikten, olgunlaştıktan sonra bir de aşk ateşi ile yanmak gerek, buradan o sonuç çıkıyor...
Ben eğer insan olarak Afrika’nın aç insanlarına üzülmüyorsam, zerre yüreğim titremiyorsa, silahlanma yarışında harcanan paralara isyan etmiyorsam, emperyalizmin gezegenimize saldırılarına sesim çıkmıyorsa, yazıklar olsun insan olarak bana... Hayat sanıldığı gibi dizi filmlerden, şarkı söylemekten, lay lay lom hayat yaşamaktan ibaret değil tabi ki...
Bu gün milyonlarca insan açlık sınırında, bir o kadarda açlık sınırının altında yaşıyor. Hangimiz dert ediyoruz acaba bu aç insanları? Televizyonlarda bir deri bir kemik görünen çocuklar hiç mi yüreğimizi en derin yerinden sızlatmıyor?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta