- yedilmek (1)
- yedmek (1)
- yed-ür-rih (1)
- yegane (1)
- yeganelik (1)
- yeğin olmak (1)
- yeğni (1)
- yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır (1)
- yehdi (1)
- yehof (1)
- yeke (1)
- yeknesak (1)
- yeksân (1)
- yekta (1)
- yekta kopan (1)
- yekten (1)
- yel değirmeni (1)
- yel yepelek (1)
- yel yeperek (1)
- yelkenleri suya indirmek (1)
- yelkenlerim mavi (1)
- yellemek (1)
- yelletke (1)
- yellow submarine (1)
- yellow submarine (the beatles - sar ... (1)
- yelmek (1)
- yelyepelek (1)
- yemek altı (1)
- yemeye (1)
- yemeyi bilir yedirmeyi bilmez (1)