- elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) (1)
- elden ayrıksı (1)
- elden ele geçmek (1)
- ele almak (1)
- ele avuca düşmek (1)
- ele avuca sığmamak (1)
- ele geçirmek (1)
- ele güne karşı (1)
- elense çekme (1)
- eleştirel bakmak (1)
- eli ayağı buz kesmek (1)
- eli boş dönmek (1)
- eli çabuk (1)
- eli dövmese dili döver (1)
- eli işte, gözü oynaşta (1)
- eli kalem tutmak (1)
- eli sıkı (1)
- eli uzun (1)
- eli, yüzü suyu hürmetine (1)
- elim ermedi (1)
- elinde oynatmak (1)
- elinden tutmak (1)
- elini kana bulamak (1)
- elini şafağına atmak (1)
- elinin tersiyle itmek (1)
- elliğin körü. (1)
- eme yaramak (1)
- eme yaramaz (1)
- emele gelmek (1)
- emsal niteliği taşımak (1)