Bazen kendime soruyorum… Neden hâlâ buradayım? Neden hâlâ onu bekliyorum? Kalbim hâlâ ona bağlı ama ruhum her seferinde biraz daha yoruluyor. Sanki içimde iki ben var: biri hâlâ umut ediyor, sevgiye inanıyor; diğeri ise yavaşça tükeniyor, yıpranıyor, kırılıyor.
Her “seviyorum” dediğinde içim kıpır kıpır oluyor, ama aynı anda anlıyorum ki sözler sadece söz… Gerçek yok. Gerçek, eksik kalan çabada, suskunluğunda, küçük şeyleri büyütüp bana ağır sözlerle dönmesinde. Her tartışmadan sonra biraz daha küçülüyorum.
Yoruldum… Yoruldum anlatmaktan, açıklamaktan, beklemekten. Yoruldum kalbimi sürekli savunmaktan, kendimi değersiz hissetmekten. Bazen düşünüyorum, sevgi böyle mi olmalıydı? Huzur vermeli, güven vermeli, ışık olmalıydı… Ama ben onun yanında karanlıkla doluyorum.
Belki de en büyük acı, sevdiğin kişinin gözünde kendini kaybetmek. Kendini küçültmek. Onun yanında olduğun hâlde yalnız hissetmek… Ve buna rağmen hâlâ bağlanmak.
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta