Kekik toplamaya, çıkmıştık dağlara
Yediğimiz mermiler kardeş mermisi
Bizi dünyamızdan, mahrum ettiler
Keklik gibi düşürüp avladılar bizleri
Olur, mu böyle olur mu?
Kimler geldi kimler geçti
Yıllarca senin üzerinden
Dilin olsa da konuşsan
Sözlerin olsa da söylesen
Adına ‘Köprü Ağzı’ demişler
Hafta sonu düştük buzlu, yollara
Arabalar bulunmaz gidilecek yola
Uzak yollarda, durduramazsın araba
Bir Allahın kulu, duranı almaz araca
Saatler sonra binebildik araca
Nisanın altısı öğrenciler geldiler
Çalarak kapıyı içeriye girdiler
Şiirlerle dostluklarını bildirdiler
Birlikte sohbet yapmak istediler
Şiirle ilgili uslarında geçenleri sordular
Ayrılıyorum köyüm, istemeden senden
Gönlüm sende, ruhum sende, kalbim sende
Bedenimi alıp gidiyorum, istemeden ben de
Kalamıyoruz köyümüz istesek de, sen de
Biz senin çocukların, evlatların, gençlerindik.
Gökpınardan çıkarsın..
Kıvrım kıvrım akarsın
Parçalayarak kayaları
Oluşturdun kanyonları.
Sen akarsuların harikasısın
Güzelliğin ihtişamın aynasısın
Doyulmuyor güzelliğine senin
Sen insanı kendine bağlarsın
Bugün neden bulanık akarsın
Beni göndermişlerdi istek dışı sizlere
Zonguldak İl’inin Eflâni, Ulus İlçelerine
Kısmetmiş yöneticilik girdi arka, arkaya
Sevmiştik, Karaelmasını, balığını, denizini
On altı yılımız, geçtı sizlerle
Ağarmayan, kaşlarda ağardı.
Mezarlıkta akranlarım çoğaldı.
Fâni dünyadan, bakî âleme
Göç etmeye ne kadar kaldı.
Yaş altmışa dayandığında
Bir elinde bastonu
Diğer eliyle duvarı tutmakta
Yol almak için uğraşmakta
Yaşlılık bir gün geliyor başa
Özürlü gözüyle bakılıyorsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!