Nebiler de Allah’ın Kuludur: Şirk ve Tev ...

Muhammed Rıdvan Kaya
174

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İnsanoğlunun tarih boyunca en büyük hatalarından biri, Allah’a olan imanını zayıflatıp, O’nun yüceliğini bir beşer üzerinden tanımlama çabasıdır. İlahi vahiylerle gönderilmiş resuller, Allah’ın birliğini ve varlığını tebliğ eden insanlardır; ancak insanlar bu elçilere olağanüstü sıfatlar yükleyerek onları ilahlaştırma eğiliminde bulunmuşlardır. Bu makalede, Hristiyan ve İslam gelenekçiliği üzerinden bu eğilim ve tevhid inancı arasındaki çelişkiler ele alınacaktır. Hristiyan geleneğinde, Nebimiz İsa’ya yüklenen “Rab” sıfatı, ilah yerine konulmasının açık bir örneğidir. Pavlus’un mektuplarından birinde şöyle yazılmıştır:
"Bizim için tek bir Rab var, O da İsa Mesih’tir. Her şey O’nun için ve O’nun aracılığıyla yaratıldı." (1. Korintliler 8:6).
Bu anlayış, Allah’ın yaratıcı gücünü bir beşere mal etmekte, tevhid inancına ters düşmektedir. Aynı şekilde, İslam dünyasında bazı grupların Nebimiz Muhammed’e insanüstü özellikler atfederek, onun yaratılışın temel sebebi olduğunu savunmaları dikkat çekicidir. Örneğin, Mevahib-i Ledünniyye’de şu ifadeler yer alır:
"O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım."
Bu ifadeler, Allah’a şirk koşma tehlikesini barındırmaktadır. Oysa Kur’an, resullerin yalnızca birer insan olduğunu ve görevlerinin yalnızca Allah’ın mesajını iletmek olduğunu açıkça belirtir:
"De ki: 'Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca, sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunur.'” (Fussilet 6).
Gelenekçi anlayışın temel problemi, Allah’ı doğrudan tanımak ve yalnızca O’na yönelmek yerine, elçileri bir aracı olarak görüp onlara olağanüstü vasıflar yüklemesidir. Bu durum, şirk tehlikesini beraberinde getirir. Hâlbuki Allah, elçilerin de insan olduğunu ve yalnızca kendisine kulluk etmek için yaratıldıklarını açıkça belirtmiştir:

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta