NE ZAMANA KADAR....
Vakit gece yarısını çoktan geçmiş.
Gökyüzünde yıldızlarla bezenmiş bir gece yaşanıyor.
Masam da kağıt ve kalem duruyor.
Yazmam için bana bakıyor.
Gece uzun. Gece karanlık
Karşımda ışıkla gölgeler sevişiyor.
Bana göz kırpıp, ilham vermek istiyor.
Ben hemen masadan uzaklaşıyorum.
Uzaklarda çok uzaklarda ses ve karanlık birbirlerine sarılıyor.
Benim sarılacak bir yarim bile yok.
Bana nisbet mi yapıyorlar ne dersin!
Neden bu kadar yalnızım?
Gecenin karanlığında alabildiğine yıldızlar uzanıyor.
Bir koşu şimâl yıldızı sana doğru geliyor.
Bunalıyorum...
Camı açıyorum....
Senin sevdiğin o şarkı kulaklarımı tırmalıyor..
Kahroluyorum...
Gözlerim çok uzak bir noktaya dalıyor.
Düşünüyorum...
Sen şu an ne yapıyorsun!
Sende şu anda pencereni açsan, benim gördüğüm
güzellikleri göreceksin.
Ne kadar uzak olsak da, aynı şeyi göreceksin.
Sen ve ben..
Aynı zamanda...
Sen başka yerde, ben başka yerde...
Ama aynı güzellikleri aynı anda görebiliyoruz..
Aynı anda dalıp gidiyoruz...
Peki bu kadar hissen ve duygusal olarak birleşen biz..
Neden bedenlerimiz aynı birlikteliği göstermiyor.
Neden mantık duyguları reddediyor..
Kaçan giden zaman tutulabilir mi?
Geçen zaman geriye gelir mi?
Bu his bu duygular daha ne zamana kadar yaşar...
Ne kadar zamana kadar birtanem ne kadar zamana kadar bekler...
Nurdane Diken...
25.04.06- 00.45-İst..
Kayıt Tarihi : 14.4.2008 17:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!