NE ZAMAN VEFALAŞIYORUZ
Şafak sökmek üzere, yüreciği serinlere
En derinindeler uykunun, uyuyabilenler…
Büyük ihtimalle sende dalmışsın en derinlere
Bahtiyar olmalılar nefesini duyabilenler.
Saat sabahın bilmem kaçı
Karataş kıraathanesindeyim…
Yukarı Çarşı da, çay muhabbet ihtiyacı,
Tabureler üzerinde muhabbet hanesindeyim.
Kısmet bu geceymiş gardaş diyorum,
Selam ve ardından muhabbet faslı…
Duvarlar da asılı fotoğraflarla yetmişlere gidiyorum
Birkaç tanıdık sima… Gayrı sıfatımız ihtiyar, yaşlı.
Bilmem, kaçıncı çay bardağını yudumlarken
Sabah ezanı okunuyor Koca Cami de…
Necat; “Ayvalıkoyağı biliyorum…” derken
Sükut kelepçesi takılıyor dilime, “kısmet, yani” de.
Sabah serinliğinde sigaramı söndürüyorum,
Kalkıyorum ayağa ansızın, vedalaşıyoruz…
İçimde ki Yılgın Yağmur’a yokluğunu gömdürüyorum
Ey beklenip, gelmeyen; söyle ne zaman vefalaşıyoruz.
Dedeoğlu Aşiyan, 24.02.18 – 06.08 Y.Y.
Kayıt Tarihi : 24.2.2018 23:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
… İçimde ki Yılgın Yağmur’a yokluğunu gömdürüyorum Ey beklenip, gelmeyen; söyle ne zaman vefalaşıyoruz. Dedeoğlu Aşiyan, 24.02.18 – 06.08 Y.Y.
vefaya gelince günümüzde o artık İstanbul' un eski bir semti olarak algılanıyor...
vefalı olalım ki,karşımızdakinden de vefa umudumuz olsun değil mi efendim ?
TÜM YORUMLAR (1)