Ne zaman bir şehre gelsem
Yağmur yağar iğri iğri
Ağzımı bile açamadan susarım
Onun dilinde yine aynı ezgi
Benim dilim hafif buruk, kekremsi
Ah eski hallerim
Ben konuşunca şiir gibi konuşurdum
Oysa şimdi şiir gibi susuyorum
Şiir gibi kan kusuyorum
Ne zaman bir şehre gelsem
Ayaklarım dolaşır, tökezler düşerim
Bir yağmur birikintisi olurum
Kaldırım kenarında
Üzerimden geçen arabalarla sıçrarım
Bin bir zahmetle yıkayıp ütülediğiniz elbiselerinize
İşyerine geç kalan bir memurun
Birkaç defa tamirat görmüş ayakkabısından
İçeri sızarım
Ölüm hissi veririm bir süre
Donmaya başlayan ayaklarında
Ne zaman bir şehre gelsem
Bir çocuk ağlar duvar kenarında
Gözünden dökülen gözyaşı olurum
Boyalı elleriyle siler beni
Bir yanım ellerini ıslatırken
Bir yanım elmacık kemiklerinde
Ellerinin boyasıyla aklanırım
Ne zaman bir şehre gelsem
Kendimi kaybederim
Bir trafik kazasında
Feryatlar koparılır
Yol kenarına savrulmuş,
Üzeri gazetelerle örtülmüş
Cesedim başında
Alelacele düzenlenir cenaze merasimim
Tüm sevdiklerim yanı başımda
Ben toprak altında
Bedenimi yavaş yavaş terk eden
Ruhum okşanır
Gözyaşlarıyla toprağıma
Süzülen fatihalarla
Ne zaman bir şehre gelsem
Ben hep susarım
Ne zaman bir şehre gelsem
Ben hep yok olurum…
Kayıt Tarihi : 3.1.2010 03:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!