Ne zaman? Şiiri - Mehmet Çoban

Tam ne zaman olduğunu hatırlamıyorum
Ta en eskiden, çocukluğumdan biliyorum
Kahramanlık filmleri seyrederken
Tarihi olayları kitaplarda okurken
Devasa güçlü ülkülerden söz ederken
Bir gün bizlerde böyle olur muyuz diyordum
Büyüklerimin konuşmalarını dinliyordum

Müslümanlar fakirdi, çaresizdi, güçsüzlerdi
Güya ülkemiz diğerlerinden iyiydi
Cumhuriyetini kurmuş bağımsızlığını ilan etmişti
Ama nedense, başımızdan Amerika emrini eksik etmezdi
Avrupalılar talimatlarını hiç esirgemezlerdi
Amerikalılar, Avrupalılar, Rusya güçlü ülkelerdi
Hâlbuki bir zamanlar çok güçlü ülkeydik
Bilmiyorum, neden, nasıl bu hale geldik?
Ta o zamanlarda hayaller kuruyordum
Bir gün benim ülkemde büyüyecek
Bir gün Müslümanlarda güçlenecek
Sonra büyüdüm, lise, üniversite ve hayat
Bir ömür geldi geçti, görüntü değişmedi eski kanaat

Müslümanlar yine fakir, güçsüzler
Başlarında bir avuç burjuva ile sömürüdeler
Her yandan ülkeleri çevrilmiş güya özgürler
Her Müslüman ülkenin başında batı yanlısı
Batının arkadaşı, halkının kanlısı
Batı adına, halkına zulmederler
Türlü yasalarla canından bezdirirler
Ülkelerinin altını üstünü yok ederler

Yıllarca bekledim
Belki bir ses yükselir dedim
Batıya, batının uşaklığına karşı özgürleşmek için
Ama yoktu batıya karşı direniş niçin?

Müslüman ülkelerin halkları
Kimi laik, kimi solcu, kimi demokrattı
Laf ola padişah ola, yandan çarklı Müslüman’dı
Müslümanlık, hayalinde idealinde hiç olmayandı
Her şeyi Allah’tan bekler, Allah’ı yeryüzünden kovandı
Bütün gücüyle karışma hayatıma diye bağırandı
Dualar, âminler, naatlar içinde figürandı

Türlü düşünceler içinde gezindim durdum
İnancım, ülkem, insanlarım üzerine hayaller kurdum
Amerika, Avrupa Müslümanlara talimat verememeliydi
Müslümanların ülkelerini terk etmeliydi
Kendiliklerinden bunları yaparlar mıydı?
Müslüman ülkelerdeki çıkarlarını bırakırlar mıydı?
Peki, bende Müslüman’ım diyenler bunu anlar mıydı?
Müslüman ülkelerini sömüren ülkelere kızacaklarına Müslümanlara kızarlar mıydı?
Amerikan, Avrupa uşaklığı için felsefeler kurarlar mıydı?

Ta o günden beri hayretler içinde kalmışımdır
Müslüman ülkeleri horlayan, onları yargılayanlar güya Müslümanlardır
Müslümanlara gerici, yobaz, fakir, yoksul diyenler de Müslümanlardır
Batının şakşakçılığını, yardakçılığını özgürlük sayanlardır
Üstüne utanmadan bizde Müslüman’ız diye sayıklayanlardır

Batıyı Tanrılaştıran, kutsayan güya aydınlarımız vardır
Hiç düşünürler mi bilmiyorum, batının valisi ülkeyi yönetse,
Güya Müslüman yöneticilerden ne farkı vardır?
Hani bir Müslüman ülkeyi Amerika işgal etse ne olur?
Cevap iki tanedir, ya kendisi vali atar, ya da içerden adam bulur
Sonra istediği düzeni, yasaları uygular, çıkarını korur
Birinci, ikinci dünya savaşından sonra Müslüman ülkelerde olan budur
Batı Müslüman ülkeler içinden adamlar bulmuştur
Bulduğu adamlarla da çıkar düzenlerini kurmuştur
Aydınlar üretip, Müslümanlığa tu kaka, uşaklığa özgürlük dedirmiştir
Böylece bir yalan, ikiyüzlülük, Müslümanların tarihini lekelemiştir

Artık Müslümanların siyasetçileri meydanlardadır
Dillerinde özgürlük şarkıları, beyinleri batıya uşaklıktadır
Hiç biri diğerinden farklı değil, al birini vur ötekine
İnanmıyorsanız bakın Müslüman’ız diyenlerin hayallerine
Müslümanlıktan önce başka ideolojiler peşinde
Müslümanlarla birlikten önce çıkarları var hedefinde
Elleri Amerika’yı, Avrupa’yı alkışlamak işinde
Dillerinde pelesenk, Müslümanlığı bıraktık aydınlandık batının izinde
Bu sözün bile kölelik olduğunun farkında değiller
Buz sözle bile batı tarafından nasıl satın alındıklarının farkında değiller
Farkındasızlık içinde, kendilerini özgür ve mutlu hissetmekteler
Beyinler yıkanmış, karışmış özgürlük, kölelik düşleri, kimlikte lekekeler

Yıllarca düşüncelerin gelgitlerini yaşadım
Etrafımda özgürlükten söz edilirken şaşırdım
Nutuklar çekilirken, bağımsızlıktan, kurtuluştan söz ediyorlardı
Gerçeklerden söz ederken, geri kalmışlıktan, güçsüzlükten dem vuruyorlardı
Bütün suçu Müslümanlığa, Müslümanlara atıyorlardı
Güya suçlayanların kendileri de katıksız Müslümanlardı
Hele Müslümanlığın ilerici, aydın bir din olduğunu söylüyorlardı
Hayretler içinde kalıyordum, bunları söyleyenlerin yaşamı din dışındaydı
İlerici aydın din diye tanımladıkları İslam’a, ilkelerine, kurallarına düşmanlardı
Bu şekildeki, çelişkili, ikiyüzlü davranışlarıyla, aydın ve çağdaşlardı

Her Müslüman ülkede görülen bu garip resimler bir gün biter miydi?
Gerçekten Müslüman toplumlar bir gün kendilerine gelirler miydi?
Batının şakşakçılığından, yardakçılığından sıyrılıp özgürleşirler miydi?

Elbette kölelikler uzun süreli değildir
Elbette sömürüler uzun süreli değildir

Bir yerlerde bir kıvılcım ateşlenir
Bütün batı yandaşları tek tek fişlenir
Ülkelerine hainlikleri tarihe işlenir
Gün gelir halk önünde hesap istenir

O gün aydın olmanın ne demek olduğu öğrenilir
O gün özgür olmanın ne demek olduğu öğretilir

Batının düzeni, yasaları ters yüz geri gönderilir
İnsanlık için, insanlara hak ve adalet düzeni getirilir
Bütün batı şakşakçıları beylerinin yanına gönderilir
Alın işbirlikçilerinizi, doyasıya hasret giderin denilir

Olur mu dersiniz?
Bu rüya gerçekleşir mi dersiniz?
Müslüman ülkelerdeki ateşler özgürlük için yakılır mı dersiniz?

Ben artık bir şeyi bütün gerçeğiyle anlıyorum
Bana batı felsefesini, kültürünü, düzenini, yasalarını, yaşamını dayatanlar
Bana özgürleştiğimizden, özgürleştirildiğimizden söz edemezler
Müslümanlığı, Müslümanları horlayan, batıyı alkışlayanlar özgürlük nedir bilmezler

Batıdan Müslüman ülkelere getirilen bütün ideolojiler bir tuzaktır
Batı Müslüman ülkelere ihraç ettiği ideolojiler ile özgürlüğümüzü almaktadır

Şimdi ben soruyorum kendime
Ne zaman gerçekler düşer aklıma, fikrime, dilime?

Gerçekler düştüğünde dilime
Gerçekler düştüğünde dilimize
Gülücükler dağılacak Müslümanlar üzerine

05.02.2011 - İzmir