Vazgeçilmiş hayatlar, sonu gelmeyen düşünceler, zincirin ardında kalan yaşamın, vazgeçilmiş hayata dönüşümü bu…
Bezginlik…
Ve
umutsuzluk…
Her an, her be an, düşünce kopuklukları ile beyinde dönüşüm halindeki geçmişle gelecek arasındaki umutsuzluklar…
Geçmişten kopma çabalarının geleceğe vazgeçilmiş yaşam şartları olarak dönüşüme uğrayan umutlar…
Hoşnutsuzluk…
Ve
geleceğe sarkan beklentisizlik… Belki de, korku tünel dibi…
Belki de,
düşme korkusu, belki de dibe bakış…
Sonsuzlukmuş gibi görünen yaşam düşüncelerine eklenen isteklerden vazgeçme…
Hayatım sensiz nasıl geçer cümlelerine sıçrayan bir ipek örgüsü sanki…
Her an nerede ve nasıl kopacağı belli olmayan bir kararsızlık korkusu…
Ben sensiz nasıl yaşarım…
Kör bir cümle bu…
Kova ile taşınan sularla değirmen döndürüp, buğday öğütme gibi, boş düşüncelerle kaybolmaya ulaşan beyin zorlamaları…
Gözler önüne serilen geçmişin gelecekte amaçların da zorlamalar doğurması…
Hasret hep gidenin kapısını çalar…
Özlemse çalan kapının ardında bekleşir…
Özlem kahreden görünmez bir duygu…
Neyi özlediğini bilmeden gidenin ardından geçmişi yaşatarak, geleceğe bir türlü yön verdiremez…
Gelecek posta güvercinleri ile mektup beklemek sanki…
Özlem karalıkta göz bebeklerinin büyümesi gibi, beyni zorlayarak büyültür…
Hiçbir şey hissetmez gibi büyümüş göz bebekleri ile karanlığa bakmak sanki…
Ben seni çok özledim yar…
Ben seni çok düşünüyorum yar…
Ben seni düşünmeden bir nefes bile alamıyorum yar…
Hayat beni sensiz zorluyor be canım…
Kara kara kışlar üstümden geçiyor…
Mor güneşli yaz günleri içimi yakıyor yar…
Bu beter ve haince bakmak hayata…
Bir boşluk dolduruyor, bedenim boş boş bu evrende…
Kimsesizliğim avuç açtırıyor hayata…
Ve
ben
karanlıklarda büyümüş gözlerle, gölgesine basarak yürümeye çalışan, kuru bir can oldum be can…
Sevgilim kelimesine hasretim…
Sana özlem duymak benim sonsuz cezam…
Ben seni sevmek için sevmek için yaşıyorum sanmıştım be can…
Kolsuz kapılar…
Zilsiz evler…
Sahipsiz düşünceler…
Yığın yığın pişmanlıklar…
Suyu akmayan dereler…
Işığı yanmayan sokaklar…
Soğumuş,
nemlenmiş kaldırım taşları, mekânım yaşam yeri oldu yar…
Senin haberin yok…
Hep güçlü bilirdin beni, sen güçlüsün, ayakta dimdik durursun,
Ben sana tutunarak ayaktayım diyen sen, düştüğümden haberin bile yok be can…
Bu dünya ters döndü sanki, haberim yok be can…
Tarihler geçiyor takvim yapraklarındaki tarihler gözümün önünden…
Doğum günün…
Tanışma günümüz…
İlk konuştuğumuz gün…
Sevgililer günü…
Ve
senin gidiş günün…
Alt üst ediyorum, başındaki tarihle son tarihi yer değiştiriyorum olmuyor…
Şaşkın bir baş, ne ilki ne sonu oturtuyor bir yere. Bir son tarih gelip oturuyor gözlerime…
Kararıyor gözlerim yazdığım sayfadaki mürekkepler dağılıyor, tekrar karışıyor tarihler.
Son tarih diyorum…
Neden yaşandı ki gittiğin tarihin?
Gitmeseydin bu tarih de olmayacaktı be birim…
Çarpışıyor düşüncelerim…
Gittiğinle, kaldığın zamanların arası kaç on yıllardı be birim…
Ne sen,
ne ben bu çıkmazdan çıkamadık, dolanıp durduk…
Çarpık düşüncelerle,
ne yaşayabildik, ne de ölebildik be can…
Kolay mıydı bu kadar severken ölmek?
Kolay mıydı bu kadar ayrılmak?
Neden zorladı bu hayat bizi be yar?
Senden sonrası sefil bir yaşam oldu benim için…
Ben yoklukların çocuğu muydum be yar?
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 8.7.2009 18:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

hanidir geçmişin küllerini tozutmamıştım..hanidir yarın beklemekten de geçmişti gönlüm...
sarsıldım ozanım..çarptı..göçen-giden gibi değil..
gitmeler dönmelere gebe de...ya göçmeler..
gönlünüz gülsün-artık-
nerm-in-ce
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (3)