Burası gurbette olsa ben gurbette değilim. Aramızda kilometrelerce mesafe olmasına rağmen sizler hep yanımdasınız. Yüreğim sizlerle dolu. Ben hiç sizsiz olmadım.
Bu öyle bir duygu ki sevginin kaynaması gibi. Hani çocukluğumda ziyaretteki çeşmeye giderdik. Toprağın içinden su kaynardı. Pınarın gözümü ne derdik. Iste sizin sevginizde öyle. Ben o pınarı birlikte taşıdım. Ve o mutlu tabloyu şimdi çocuklarıma taşıyorum. Bu gün okulda okuyan kızım geldi. Anne benim yokluğumu hissediyor musunuz? yok dedim..
sanki; hep yanımdaymışsın gibi hissediyorum. Hiç ayrılmamışız gibi. O da bende aynısını hissediyorum dedi. Ne mutlu bana ki sizden aldığım hazineyi onlara emanet edebiliyorum. Onlarda
daha sonraki nesile devredecekler günün birinde. Yüreklerinde pınarın gözü gibi sevgi akacak. Ve dünyayı daha yaşanılır hale getirecekler. Dil,din, ırk ayırımı yapmadan.
Ne mutlu bana ki sizin gibi anne ve babam var. Sizler sadece sevginizi aşılamakla kalmadınız…
Vicdanınız ve doğruluğunuzlada birer örnektiniz. Onun içinde size teşşekkür ediyorum.
Neyiniz varsa bizimdi hiç esirgemediniz, maddi ve manevi. Verdiğiniz manevi değerler daha da ağırlıktaydı, onları hiç bir maddi değerin, kuvvetin gücü değiştirmeye yetmez. Onun içinde sizlere teşşekkür ediyorum.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gerçek sevgi insanın yüreğinde saklıdır. Duymadan seslenmeyi biliyorsa bu yürek, görmeden sevmeyi de biliyordur. Biz Yaradan'ı da görmeden sevmedik mi.
Annemiz , babamız, sebeb-i hayatımız, hayattayken kıymetlerini bilmeli. Ne mutlu onlara ki, sizin gibi kıymetini bilen hayırlı bir evlatları var... Güzel bir nesir. Kutlarım, saygılar.
Birol Hepgüler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta