Yaz bitti..
Hem de ansızın bitti.
Rüzgar vuruyor yüreğimin duvarlarına
Yağmurlar da kapıda..
Saksıdaki fesleğenin de duyulmaz oldu artık kokusu.
*
Gökyüzüne baktım uzun uzun, ki çocukluktan kalan alışkanlık.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiirinizi okumak huzur veriyor.
Şu fesleğen çok ilginç bir bitki.
Çiçek değil ama çiçekten çok daha güzel kokuyor.
Sevgi ve saygılarımla.
Öğretmenim,
Rabbim sizin gibi yüreği, hayalen aşinası olduğumuz Cennet bahçesi kadar huzur ve güzellik dolu insanlarımızı yanı başımızdan hiç eksik etmesin..
Ben sizin şiirlerinizi her okuduğum da içimi öyle bir huzur,öyle bir ferahlık kaplıyorki anlatamam..
Bu şiir de onlardan biriydi..okudukca tekrar okudum..Okudumki sardunyalarınızın kokusu daha çok sinsin üzerime.
..Ve ben şiire doydum..Sayenizde yine mus mutlu başlıyorum..görüntüsü hiç iç açıcı olmayan bir güne..Çok sağ olun Öğretmenim..
Selam,sevgi ve saygılarımla..
Tam acımaya başlamışken, ben_ beni
Gözüme takıldı çiçek açmış sardunyam,
yanakları kızarmış utangaç bir kız çocuğu...
Okşadım yapraklarını usulca
Elime sindi kokusu..
İlk kez okudum bu şiirinizi öğretmenim. Nasıl da güzel... Sardunya yı bende çok severim. Sardunya çiçeği ve bir kız çocuğu ...benzetmeniz çok hoştu... Parmak hesabı yaparken bahar da geldi işte bak...;))
Yüreğinize sağlık...
Sevgilerimle...
Şems vakti gecenin çobanlarının hayatında yeri olan bir mekan.
Dualarla açılan kapının ardında hem veda, hem buluşma yeri.
Bütün aşıklar için gece öyle değil midir?..
Kimler oradan başlamadılar aşk yolculuklarına.
Hepsi lâ’da seyahate çıkmadan önce Elif önünde toplu teheccüt namazı kılmıştır.
Yüreğinize sağlık
'Bırak figanı, eyvahları' dedim...
Ne kaldı ki bahara?
Parmak hesabı yaparken ben...
...ben bu şiirle adeta göçtüm sevgili hocam bu nasıl yürek sesidir nasıl bir finaldir...Oysa sabaha begonviller açılacak fuşyalı fuşyalı gönül duvarlarından aşağı, mavi gözlü kızlar doğacak denizin ıslak kucağına kuşlar konacak dudaklarına serinlenirken yürek kıyılarında yangınları efkarın bir baharı daha düşürecek yürek! hocam gerçekten bu çalışmanın üzerine şiir okuyamayacağım .tadını doyasıya yaşamak istiyorum..sevgiyle yüreğinizden o güzel ellerinizden öpüyorum....
Ahh, sardunyalar kadar canlı, fesleğenler kadar iç açıcı dizeler. Umut bitmesin, hep bir yerlerde olmalı umut, elini uzattığın yerlerde bir ucundan tutulabilmeli umut. gönülden kutluyorum emeğini, yüreğini.
Önemli olan insanın içindeki baharı canlı tutabilmesi, göz dediğin herşey alışıyor çünki, yağmurla hüzünleniyor, bir açan çiçekle seviniyor gönül bahçeniz daima ilkbahar tazeliğinde olsun dilerim, kutlarım sevgiler....
İşte böyle, tam da her şey bitti derken... Soluksuz kalmışken gülüşlerimiz...Solmuşken bütün çiçeklerimiz... Minicik bir ışık, küçücük bir el ya da dalımıza konuveren bir bülbül bir anda değiştirverir dünyamızı...
Çok güzeldi şiir. Umut depolayan. Yüreğinize, kaleminize sağlık Hümeyra Gün Hanım. Selam ve sevgilerimle...
Hayat bir döngü.Olmazsa olmazları var hayatın.Bu akışta giden acıtırken gelenin de farkına varmalı insan.Umut var ya onu hiç yitirmeden...Çok hoş akıcı bir şiirdi okuduğum.TEBRİK EDİYORUM HÜMEYRA HANIM.SAYGILARIMLA... ++
baharı beklerken tükendi ömrüm çıkmaz bir sokağa benzedi gönlüm diyor üstad sizin şiirde aynen bu durumları anlatmış mükemmel şairemi yürekten kutlarım...10 ant
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta