Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım
Seni seven var mı benden ziyâde
Rûz u şeb durmayıp alırsın âhım
Âşıkım ağlatma bundan ziyâde
Gece gündüz bir visâle ermedim
Bülbül olup gonce gülün dermedim
Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım
Seni seven var mı benden ziyâde
Rûz u şeb durmayıp alırsın âhım
Âşıkım ağlatma bundan ziyâde
Gece gündüz bir visâle ermedim
Bülbül olup gonce gülün dermedim
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Ne Kaçarsın Benden Ey Yüzü Mâhım Şiiri - Yorumlar
5 Mart 2025 Çarşamba - 05:13:48
Yakar hüsnün beni nârdan ziyâde…
Çok güzel şiir
Cihat Bey bu şiir sitesinde neden takılıyorsunuz? Aşk meşk gereksizse eğer atın postunuzu yere Allah'ın zikri ile meşgale edin. Sizin de demek ki içiniz de dünyevi bazı aşklar var ki
buradasınız. Ve bu gayet normal.Amaç odur ki; fani olan aşkı bakiye çevirmektir.
Fani de aşkı tatmadan Allah'a nası aşık olur insan. İnsanın içinde aşk gördüğü şeylerle başlar.
Mecnun leyla diye diye mevlayı bulmadı mı? Doğru olan yolda bence bu şekildedir.
"Aşk" , "Işk" kökünden türetilen bir kelime olup, mana olarak da; sevenin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan canlı ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir. Onun içindir ki, Ne Kitabullah'ta, ne de lisan-ı Resulullah'ta böyle bir kelime geçmez Ali bey. Oralarda geçen kelime fıtri ve makul bir sevgi manasına gelen "hub" ve de "muhabbet" tabirleridir. "Aşk" tabiri İslam'ın teessüsünden asırlar sonra tasavvufçular ve tarikatçılar tarafından uydurulmuş bir tabirdir. Yani, bir insanı bilhassa da bir bir mü'minin Allah'a gerçek bir kul, Resulullah'a hakiki bir ümmet olmak için bu gibi ucube sevgilere asla ihtiyacı yoktur. Çünkü, Dinin aslı olan Kur'an ve sahih sünnette yer almayan ve sonradan dine sokulan şeylere hadis-i şerifte bid'at ve hurafe denir ki, bunlar insanı önce dalalete(dinde sapkınlığa) sonra da cehenneme götürür.
Hayırlı çalışmalar.
Cihat Bey bu şiir sitesinde neden takılıyorsunuz? Aşk meşk gereksizse eğer atın postunuzu yere Allah'ın zikri ile meşgale edin. Sizin de demek ki içiniz de dünyevi bazı aşklar var ki
buradasınız. Ve bu gayet normal.Amaç odur ki; fani olan aşkı bakiye çevirmektir.
Fani de aşkı tatmadan Allah'a nası aşık olur insan. İnsanın içinde aşk gördüğü şeylerle başlar.
Mecnun leyla diye diye mevlayı bulmadı mı? Doğru olan yolda bence bu şekildedir.
Bakiye aşık olmanın yolu faniye aşık olmaktan geçer ki; sonunda Hakka aşık olunsun.
Bir insan ağaca kuşa böce kadına mala mülke aşık olmadan Allah'a aşık olamaz.
İnsanın içinde bu dünyevi şeylere aşk yoksa; Allah yardımcısı olsun.
"Aşk" , "Işk" kökünden türetilen bir kelime olup, mana olarak da; sevenin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan canlı ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir. Onun içindir ki, Ne Kitabullah'ta, ne de lisan-ı Resulullah'ta böyle bir kelime geçmez Ali bey. Oralarda geçen kelime fıtri ve makul bir sevgi manasına gelen "hub" ve de "muhabbet" tabirleridir. "Aşk" tabiri İslam'ın teessüsünden asırlar sonra tasavvufçular ve tarikatçılar tarafından uydurulmuş bir tabirdir. Yani, bir insanı bilhassa da bir bir mü'minin Allah'a gerçek bir kul, Resulullah'a hakiki bir ümmet olmak için bu gibi ucube sevgilere asla ihtiyacı yoktur. Çünkü, Dinin aslı olan Kur'an ve sahih sünnette yer almayan ve sonradan dine sokulan şeylere hadis-i şerifte bid'at ve hurafe denir ki, bunlar insanı önce dalalete(dinde sapkınlığa) sonra da cehenneme götürür.
Hayırlı çalışmalar.
Bu aşk meşk mevzusu ne menem bir şeymiş ki, şimdi de olduğu gibi mazide de onca kabiliyetli kişileri kendisiyle meşgul edip, insanoğlu için asıl mühim mesele olan Allah'a kulluk mevzusunu rafa kaldırtıp gündemde her daim kendisini tutturmasını bilmiştir. Adamın başındaki kavuğa/sarığa bakanlar kendisini ulemadan seçkin bir kişi sanırlarken, kaleminden dökülenlere baktıklarında hayal kırıklığı yaşıyorlar. Demek ki zahire bakıp da hüküm vermemek lazımmış.
Mekânları Cennet olsun.
Söyle murâdını ben de bileyim
İnsaf eyle çok ağlattın güleyim
Kabul eyle sözüm kurban olayım
Haddim yoktur sana bundan ziyâde
Şairin Mekanı Cennet olsun güzel bir şiirdi
Her çağda aşk peşinden koşturur bu nasıl bir sıırdırki hiç yaşlanmaz hep taze durur
'Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım' şiire başlarken kendinden kaçan birini düşünmekte şair. Şairin birine mesajı var gibi. O mesaj inşallah ulaşmıştır. Saygıyla ve rahmetle anıyorum. Güzel bir şiirdi.
'Ah,sevgili ah!' Cilve, naz. aşıkından yalvarma, canını dahi verme. Hep öyledir: sevilen kaçar, seven kovalar... Kavuşabilir mi? Yorumu size ait. Rahmetle anıyorum Gevheri'yi...Seçici Kurulu kutluyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.Dostça.(MŞ).
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta