Ucu yanık, hasret dolu sözler
Ansızın kapımızı çalardı.
Bir sıcak tebessümle,
Bir ayak üstü sohbet süslerdi,
Mektubun başını ve sonunu.
Şakacıydı bizim postacılar
Takılmadan ayrılmazdı yanımızdan.
“Bak postacı geliyor, selam veriyor”
O günlerin unutulmaz şarkısıydı.
Yırtık potin, buz tutmuş ayaklar
Korkusuzca asfaltı arşınlardı.
Bilir ki, gözler onu beklemekte
Bilir ki, oyun oynanacak
Beklemenin ne yeri ne de zamanı.
Samimiydi bizim arkadaşlar,
Sarılmadan buluşamaz ve ayrılamazsın.
“Halis talebeleriz, önümüze geleni tekmeleriz”
O günlerin unutulmaz tekerlemesiydi.
Hep ağabeylerimizin üstleri, üstümüze gelir
Plastikten, patlayan toplarımız olur
Direksiyonu tel olan tekerleğimiz döner ve
Gazete kağıdından yaptığımız uçurtmalar
Gökyüzünde nazlı nazlı süzülürdü.
Birdirbir, saklambaç, kovboyculuk
Neşe ile terlediğimiz oyunlar olmuştu.
Gönlüm, o günleri anımsadıkça,
Hep aynı cümleyi mırıldanır:
“O günleri bir de çocuklarım yaşayabilseydi.”
Kayıt Tarihi : 26.6.2009 09:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Turgay Bozkuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/06/26/ne-gunlerdi-o-gunler.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!