Ne geceydi...!
Nasıl bir geceydi...!
Semâlardaki nûr neydi ?
Bir o yana, bir bu yana rakseden yıldızlar,
Tebrikleşen melekler,
Apaydın etmişti âsumanları.
Ne geceydi...!
Ne hoş bir geceydi...!
Mekke'nin ortasında, Kâ'be'nin etrafında,
Taş taş üstüne konmuş, çamurla sıvanmış,
Hepi topu tek bir kat, belki bahçesi bile yok.
Yer toprak, belki bir oda bir göz, mütevâzı bir ev...
Annelerin annesi Âmine ve etrafında bekleşen melekler...
Ve Nûr yırtıyor karanlıkları...
Evvelâ toprak öpüyor kendisine dayanmış avuçlarının içini. Baş yukarıda, tavan kalkar, perde kalkar aradan ve gözleri Rabb'inde...
Cennet pınarları misâli dudakları duâda:
" ÜMMETİ... ÜMMETİ "
Bir ses, bir sevinçli müjde Mekke sokaklarında ; " Müjde Ey Abdulmuttalib ! Bir Nûr doğdu "
Bâtıl yok oldu...!
Zulmet boğuldu...!
Kimler vardı başucunda, mest-u hayrân gözler....
Ve gözlerinin karasına vurulmuştu herkes.
Gözlerinin karasına vurulduk Ey Sevgili.
Gözlerinin karasına ...
Müjde Ey Mekke
Müjde Ey Rebîul-Evvel
Müjde Ey Cihân
Müjde Ey İnsanlık...
Karagözlüm geldi.
Gözlerimize Nûr, Gözlerimizin Nûru geldi...
Gözün aydın Ey Âlem..!
Ey Abdulmuttalib, göz aydınlığın olsun, beklenen Cân geldi...
Ey Âmine, göz aydınlığın olsun, beklediğin Cânân geldi
Ve Ey Cibril ...
Göz aydınlığın olsun, beklediğin Dost geldi...
Senin yeryüzüne nasıl indiğini biliriz Ey Cibril...
İn şimdi yine, Hâtem-ul Enbiyâ'dır O...!
İn Ey Cibril, Sen de bak o karagözlüme... Gözlerinin karasına vurulduk biz de...
Ey Sevgili... Gözlerinin karasına...
( Sallallâhu Aleyhi ve Sellem )
Kayıt Tarihi : 17.10.2022 22:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!