suskunluğum sanadır sanma.
adını hançer gibi saplamışım.
aha; şurama, sol yanıma.
sana yüreğimdeki sevdayı, söylerdim amma.
tenin başka tene değmiş,ne fayda.
sen; deryaların buz mavisi.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Zerafetiyle göz kamaştıran bir sayfa düzeni, sevdanın şırıl şırıl dereler gibi aktığı harika bir şiir, İşte Şafik Aydemir farkı! Kutluyorum can dost, saygılar.
gayet güzel ve hasret sevda nakış nakıl olmuş çalışmanızda.tebrikler şefikbet.selam ve dua ile.
artık sen orada kal, ben burada.
mazide kalan, o acı hatıramla.
seni bir kalemde; silip atardım amma.
kan gibi dolaşıyorsun,damarlarımda.
belki; yine de beni anlamıyosun ya.
sevda; anlatılmıyor işte,ne fayda.
Evet şair dost..sevda işte anlatılmaz ki ancak yaşanır, yaşamayan bilmez, anlamaz..
Ne fayda...
Hüzün dolu harika şiirinizi beğeniyle okudum, içten kutluyorum.
Kardeşim şefik sayfama uğrayıp çayımı içmişsin, çokkkkkkk tşk ederim birde kardeşime uğrayıp çayını ben içeyim dedim.Bu kadar güüzel şiiri yazman ayrı bir güzellik ama müzikle birlikte çok güzelde okumuşsun çok duygulandım ya gece,gece .Yüreğine ve eline sağlık kardeşim.
Kardeşim şefik sayfama uğrayıp çayımı içmişsin, çokkkkkkk tşk ederim birde kardeşime uğrayıp çayını ben içeyim dedim.Bu kadar güüzel şiiri yazman ayrı bir güzellik ama müzikle birlikte çok güzelde okumuşsun çok duygulandım ya gece,gece .Yüreğine ve eline sağlık kardeşim.
sanma ki; sitem ettim,seni suçladım.
ceylan gözlüm, sana hiç kıyarmıydım.
ve şimdi dilimi dağladım.
ayaklarıma prangalar bağladım.
müsade etse de karlı dağlar kaderim.
yine de sana gelirdim,amma.
yüreğinden düşmüş, iki parça ne fayda.
Gönül gözüyle bakamayanlara anlatılamaz Üstadım. Tam puanımla kutluyorum. Gönlünüze sağlık.
sevda; anlatılmıyor işte,ne fayda.
Bence yeteri kadar anlatmışsınız.
Hemde etkili ve güzel bir şekilde.
Gerçi sevdayı anlatmağa gerek yok. Gözler en etkili silahtır.
Gözlerden kalbe inen bir yol her zaman vardır.
Kutlar saygılar sunarım.
cok etkili bir eser olmus.baska ne diyebilirmki..Meliha Deveci
SEVDA nasıl anlatılmıyormuş sevgili HARPUTLU daha neyi anlatacaksınki şu an tüylerim diken diken oldu eğerki sen bu sevdayı yaşamışsan vay haline ALLAH yardımcın olsun derim ben şahsen böyle bir aşk yaşamak istemem büyük konuşmak gibi olmasın bu resmen kara sevda sonuda insanı ölüme götürür müzikte harika uymuş tebrikler ve 10 puan
çok güzel bir duygu şiiri okudum. Tebriklerr..Ferah YILMAZ-dağarcık
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta