Ne fark eder ki saat üç veya dört veya beş

İlyas Kaplan
1276

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Ne fark eder ki saat üç veya dört veya beş

küçücük saksısı içinde
bir begonya durur penceremin önünde
biliyorum
bir gün pas tutmuş kilidi açılacak penceremin
sıcak rüzgarlar okşayacak saçlarını
ve kokusu içime dolacak
sen olacaksın yanımda
korkuyorum
ya bozuluverirse rüya
işte o zaman boşalır gökyüzü
ay yalnız kalır
hep birden ölüverir yıldızlar

kimim ben
içinde hicran yarası
kim bilir belki de kendisini müdafaaya çalışan biri
belki anahtar deliklerine kadar kurşun dökülen odasında
sabahlara kadar feryat ederek
gecenin saatlerini bizar eden
belki dilsiz ve sağır
cellatlardan biri

*
neyse…
bak saatler bile senden sabırlı canım
bekliyor uykusuz gece üstüne doğacak güneşi
sen uyuma ki ben de üşümeyeyim
koklarken saçının tellerini
ezmesin poyraz kır çiçeklerinin renklerini
karanlık öfkesiyle
çünkü senin var olduğunu zannediyor

şimdi artık bütün bunlar yok
biliyorum
belki hiç olmadılar
biz birbirimizi çılgın bir ateş ve kar ortasında sevdik
aşkı sevdik

ben ki senin ardından senelerce gelmedim mi
seninle şu sahilin önünde ruhlarımız
defalarca kucaklaşmadı mı
bütün bunların var olduğuna nasıl da inanmıştım
oysa yoktular
bir zamanlar dahi yokmuştular

kalbimde kırmadığın yer bırakmadın
bırakmadın mavi gökyüzüne çalmadığın kara
yoksun işte
birden nedeni bilinmez sancılı bir hüzün düştü içime
susuz çeşmelerde yıkasam geçmez
koşsam olmaz çiçeksiz bahçelerde
yalancı her şey
doğruyu hiç söylemedin
sevmemiştin
demek ki

*

akşam gitmeye döndü
ılık bir rüzgar
hafif bir yağmur
uzaklarda bekçilerin düdükleri
ıslanmaya hakkım kalmadı
kendimi ortaya koymak için sebebim de kalmadı
şimdi eve
o tahta karyolaya dönecek
ilk iş olarak bütün o yıllanmış hikayeleri yakacağım

durup-durup saçlarını kokluyorum
nasıl güneş kokuyor anlatamam
saçından güneşi topluyorum dünya çiçek açıyor
sana duruyor zaman
her sabah saçlarından, dudaklarından, gözlerinden
yani günaydın dercesine
eğilip öperken resminden
güneşi hiç sönmeyecek mevsim oluyorum
ve son tufan gemisindeyken yalnız sen
ve ben

yaprakları kırmızı o ağacın altında
som altın bir şarkı kulaklarımda
makamında değil ama
bir başka efkar saklı zengin repertuarımda
şimdi sadece dinlemek zamanı
ucuna belki bir yaprak düşer ayaklarımın
bildiğim bütün yüzler unutulur
aklıma gelmez isimleri tanıdıklarımın

*
bir gün gelir de
bir daha ayrılık acısı duyarsam eğer
ortaya koyacak hiçbir şeyimin kalmamış olduğunu
arz edeceğim
seni bütün zavallılığın ve yalnızlığınla baş başa bırakacağım
doğru
istesem de gelemem artık
çünkü sende beni bana iade edecek
beni bir araya getirecek kabiliyet yok
sen o değilsin
ve hiç var olmadın

bir yerlerde akşamlar
kurşuni renk kubbelere inmiyor artık
bir yerlerde buz grisi
akşamlara eylül rüyaları sinmiyor
hepsi yüzünü gökyüzüne dönmüş
mahşeri bir uğultuyla
dalgalanmıyor bulutlar
parıldamıyor

gördüm ki yol tam o noktada ikiye ayrılıyor
biri ışık rengine doğru giderken
diğeri gölgenin içine dalıyor
kapıların zillerini çalıp kaçan
rüzgar
komşu pencerelere taş atıp camlarını kırıyor

*

şimdilerde
suyu çekilmiş bir çağlayan hasretim
tedirginliklerini katar önüne
salar terli derelere
ne güzelde akarsın
ve sen sonbaharsın
ve sen bir özlemsin
gözler gökyüzünün sarhoşu
biri güneşe aşık diğerinin aklında yıldızlar
ödenmemiş önceler gibi dünden kalma
yarına sarkan tarifesiz hesaplarım

filhakika
bütün bunlar
bütün bunlara benzer bir sürü hayat
top yekun ve yekpare yaşanmıyor
bütün bunlara karışıp
aralarında kayboluyorum
ne feci kader

ey ecel
bekle bu gece
elveda şarkısını sazendelerden isteme
hicran sesleriyle camlar kırılıyor
ense kökümde hissediyorum ölümün nefesini

*
bileti çok önceden kesilmiş
bir yolculuktu bu
hiç aklıma gelir miydi
bir sabah
ne kadar çılgınlık kaldıysa yapacağın
aç karına
kapıyı çarpıp çıkacağın
git haydi
yolun açık olsun

çıldırmak üzere olan artık benim
camları bu defa ben aşağı almak istiyorum
odadan dışarı fırlayarak
caddeler boyu bağırmak istiyorum
şehrin yıkıntıları benim omuzlarımda
denizlere
yüzmeyi bilmediğim denizlere dalmak
istiyorum

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 19.12.2022 16:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!