Ne esersin rüzgâr
Kokun yok yükün yok, mektubun yok.
Sıladan gelen.
Ben yıllardır memleket hasreti çekerim,
Seninse,
Memleketten getirdiğin bir haber yok.
Boşu boşuna eser geçersin.
Rüzgâr.
Sen benim bildiğim rüzgârlardan değilsin.
Belli ki, Bizim dağların rüzgârı değilsin.
Sen eserken,
Ne çiğdem kokuyorsun, ne de kekik kokuyorsun
Ve sen memleketse, hiç kokmuyorsun.
İçinde, bir nem
Yapış, yapış ediyorsun herkesi.
Oysa benim memleketimin rüzgârları bir başka
Esti’ mi, püfür, püfür eserdir rüzgârlar, Toros dağlarından
Her esişinde ölmüş, tenlerini canlanırdır insanların.
Dipdiri biri olur çıkardır, tenlerinin her bir zerresi,
Ağustosta soğuk bir yel, ya da rüzgâr, bağrına, bağrına değdikçe.
İnsanların.
Nasıl da, özledim şimdi ben oraları
Kekik kokan, adaçayı kokan dağları ve bizim Toros dağlarındaki
Buz gibi olan, suları bir sağa, bir sola, sallanarak akıp duran o pınarları
Nasıl da özledim,
Bağları /bahçeleri,
Tozu toz, taşı taş, kıvrım, kıvrım yolları
Nasıl’ da, özledim nasılda.
07 Temmuz 2014-07-07
Antalya
Kayıt Tarihi : 7.7.2014 22:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!