Açılır mı kapılar ardın sıra
Sanmam
Vurur mu o ince acın damağıma
Sanmam
Sende öyle bir yandım ki
daha yanmam
Sanmam yani
Değişir belki zamanla ağzımın tadı
Çünkü ben biliyorum hiçbir şeyin tadı aynı kalmıyor
Çünkü ben biliyorum ağzımda tat kalmadığını
Ağır ağır ineceğim zamanlarda gelecek bu koşa koşa çıktığım merdivenlerden
Yüreğimin yarısı sevdiğim
herkes gidecek herşey bitecek biliyorum
Beni bu inanması zor acıyla bırakma
Gel deyip yüz asma bana
Boyun eyip del oldum sana
Şiirimde bitecek zaman gelince
Şiirimde sen kalacaksın fakat ruhun bedenimi terkedince
Yaprak sararır mı penceremin başucunda
Sen söyle dilim varmıyor
Kirpiklerimi yolmak istiyorum ıslandıkça
İnsan bir başka birine bürünürmüş uslandıkça
Öyleyse uslandır beni bürüneyim tekrar sana
Sürüneyim sana gelen dikenli yolda
Olur olmaz korunaksız gidiyor elim kalemime
Ağzımdan ne çıkacak bilmeden yazıyor elim
Aklım başından gidecekmiş gibi oluyor
Ya da ben öyle görüyorum
Herşeyi buğulu buğulu
Yarı çıplak kalıyor kurduğum düşler
Seğiriyor gözkapağım işe gitmek için uyandığım sabahlarda
Geceler uzak geceler uzun geceler zalim geçiyor
Tutsam çeksem diyorum boynuma ipi
Sandalyeme de kendim tekme atacak kadar güçlü ve marifetli olabilsem
Hayalim tek gözyaşım ömrüm
Sanadır bu çağrım
Sanadır yakarışım haykırışım
Aldanışım sanadır ihanet yüzümü güldürürken
Sözüm sözdür geri dönüş yoktur
Öresin sırma saçlarını da karşıma geçesin
Yüzüne bakayım az da olsa
Ömrüm çiçekler açsın
İnan kalkmam oracıkta ölümü beklerim
Sen yanımda ne şahane olurdu ölüm o vakit
Ölümlerden ölümün en güzelini beğenmiş olurdum
Sonra susardım ağlardım sana
Duvara çekerdim ama yüzümü sen görme diye
İçine gözyaşı değil tebessüm ekilsin diye
Döner duvara bir ömür ağlardım
Havam yağmur havam sağanak
Korku sardı şu lanet beynimi
Durmam artık bu diyarda
İnanmam artık sözlere hükümlere
Edemem içimden gelmez artık keder etmek
Havası pus odamın kitap sayfalarında senin adın senin cefan var
Tomur tomur kokuyor tenin her karışımda
Her zerremde acın hasretin var
Sensizlik bir yalnızlık gibi çöküyor şehrime
Kanım içime içime akıyor kıpkırmızı
Gözlerim ateş gözlerim barut
Her ne duygu dersen de sevgilim ölüm gibi gerçek
Ölüm gibi dayanılmaz
Kuş gibi hafifllemek derler ya o bile değil artık
Üstüme giydiğim elbisem gömleğim kirimi gizleyemez oldu
Anla işte halimi ben söyleyemiyorum sen anla
Sen söyle
Başımı okşa teselli ver bana
Ver ki dünyayı kurtarayım
Ver ki sende kendimi bulayım
Kaçtığım yok bir yere hep burdayım
Hep aynı dünya üstünde aynı yerdeyim
Hep kalbin hep yüzünün tam ortası
Hep sahibim hüzne hep hüzünün tam ortası
Alfabemde harflerim eksiliyor tek adının baş harfi kalacak gibi görünüyor
Üzüyor bu beni boynumu büküyor
Yüzümü döküyor
Ne dersen de
Ne duygu dersen de
Ne uyku var gözümde ne kuşku kaldı gönlümde
Kış günü bile huzura erdirmiyor
Fark etmiyor öyle ya da böyle eriyor insan
Ermem dediği ne varsa eriyor insan
Yol bitiyor sevdiğim bitmez deme
Her gelene bu gitmez deme
Oluyor işte herşey
Ölüyor işte herşey
Adını sanını bilmediğin diyarlardaki çiçeklerden tut da pencerenin önüne ektiğin fasulye bile ölüyor kalmıyor seninle
Umut ölüyor
Doğar diye bekliyorsun sanki güneş gibi
Batırmıyorsun gemileri ama fayda değil ki
Değil ki son yok
Acı yok hüzün yok
Yalan diye bir kelime bulmuş adamın biri
Neye koyarsan yakışıyor
Hiç bir duygu yok ki kirletmediği
Ne duygu dersen de
Her duyguyu kirletiyor
Kayıt Tarihi : 21.3.2023 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!