Ne Demeli Bilmem ki / Olaylarla Uşaklığı ...

Gelişin gidişi de olur ya hani
İnsan sorumluluğunu inkar eden kendiliklerinden
Terör varlığı türeterek geldiği gibi de giden denilmeyecekse
Savaşın Kabristan türetisinden tozunu kim yutar?
Türkün teslimiyetçi ruhu mu? Tarihin üzerinde mi yatar?
Hır çıkarma hazzına diyar mı Asya?
Şaşı mı gidelim, beş mi sorusuyla kim meşgul? Putin mi?
Beş parmağın hepsi bir mi? Ruhsuzluk değil mi acıkan?
75 yıl dinlenmeyen millet unuttu mu yani hakimiyet milletindir tarihini
Kayıtsız ve şartsız egemenliğini, devletin varlığı ve bağımsızlığını
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü…


elinize ve duyarlı yüreğinize sağlık,,kutluyorum sizi Sevinç hanım,,

Şairenin dünya üzerinde siyas^lerin oynadıkları oyunların tümünden haberi var; yakından takip ediyor.
Kendisini şahsen de tanıyorum. 'Savaşa Hayır!' derken, dünyadaki tüm kadın kuruluşları başta olmak üzere tüm sivil toplumlarının da aynı içtenlikle bu çığlığı biran önce atmasını istiyor.

Türkiye ve Türkçe'den uzun süre uzak kaldığı için zor cümleler kurmayı tercih etmekte ama cümlelerin satır arasında anlattığı çok şeyler var.

Duyarlı vatandaşımızı kutluyorum.

Ne Demeli Bilmem ki……2

Evet.. bence her insan.. birazda toplum niçin bu kadar yola devam dedi düşünmek gerek..

topluma rağmen düşünenlerin sayısı gittikçe azalıyor.

politize olan şiirleriniz üzerine sitemde yayınladığım makaleyi buraya alıyorum.

Seçimlerde öne çıkan,



22.07.2007 tarihinde yapılan seçimlerle halkın bazı konuları öne çıkardığını düşünüyorum.

Halk savaş istemiyor. Savaş çığırtkanlığı yapanlara vize vermedi.
Halk bölünme istemiyor. Gücü olmayanlara vize vermedi.
Halk koalisyon istemiyor. Meclise çok partinin girmesine izin vermedi..
Halk Mustafa Kemal Atatürk’ün adını kullanarak siyaset yapılmasını istemiyor. Sürekli Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ve Cumhuriyetin temel ilkelerini siyasetlerine kullananları cezalandırdı.
Halk, CHP'nin Sayın Baykal yönetiminde sanki ülkemizdeki Alevi toplumun partisi durumuna geldiğini, artık Türkiye’deki halkın partisi olmadığını, partinin ufkunu daraltarak belirli bir kesimi temsil ettiğini görerek cezalandırdı. Nitekim bunu fark eden partililer şimdi büyük tepki göstermektedirler.
Halk kendine tepeden bakan, toplumda sanki halkın üzerinde sınıf olmaya çalışanları cezalandırarak. Toplumda sınıf ayrımı yaptığınız müddetçe halkın gözünde hiçsiniz mesajını verdi.
Halk Türk Silahlı Kuvvetlerine kendi görevlerine bak, siyasete karışma dedi.
Halk Avrupa Birliğine katılım çalışmalarını kendi çıkarlarına yararlı görerek Avrupa birliğinden yana olduğunu vurguladı. Ama katıldığı zaman 10–20–30 yıl sonra ne olacağını düşünmedi. Kısa vadeli çıkarlarını öne çıkardı.
Umarım ülkemizin geleceğinde, herkes mesajları doğru algılamıştır.

Ancak 40 yıllık siyasi ve fikri hayat tecrübemde, özellikle ülkemizdeki bazı kesimlerin asla halkın mesajlarını anlamak istemediğini üzülerek gördüm.

Batılılaşma peşinde koşan bazı kesimler, ülkemizde halkın içinden, halka rağmen yeni bir sınıf yaratma, yarattıkları sınıfla halka tepeden bakma eğilimindedirler. Bu tür eğilimler sonuçta büyük bir sosyal patlama meydana getirecektir. Ülkesini seven siyasilerin sınıf yaratma eğilimlerinden uzak durmaları gerekir.

Siyaset halkın temsilciliğidir. Bu güne kadar ülkemde iddia edilen siyasetin anlamı budur. Padişahlıklardan, krallıklardan uzaklaşıp cumhuriyetin kurulmasındaki amaç budur.

Ancak, cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak, halkın temsilciliğini yapmak istemeyen, sanki krallık veya padişahlık varmış gibi tavır takınanlar, seçimlerde cezalandırılmışlardır.