Çok tuhaf… konuşan, konuşulan aydınlatma amacı ile kendin söyle kendin oyna masalı sanki… ortalığı vahşete saranlar kendi aralarında oturuyorlar… kapalı kapılar ardında… sözüm ona, ne karar alınıyorsa, hissettirmek için birini çıkarıyorlar ortaya, diyelim ki Türkiye hakkında, alıştırma şırıngasıyla püskürtür gibi nabza zehri, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk ile kuruldu ama, şimdi o yok, Türkiye niye daha var olsun diyorlar, başlıyoruz buna cevap kavuşturmaya… biz söyleyip biz dinliyoruz bu arada, onlar seyrediyor sadece… kabak tadı veriyor, sabrın sonu selamettir ahlak’ı, yani etik batıyor bitesiye… yüzüne tükürsen yağmur duası yapıyor sanki, üstüne tükürsen bıyık, altına tükürsen sakal türetiyor sürekli…
Vay be Yahudi neymişsin sen!
Yahudi diye söz açılırsa haklı olarak, üç bin yıldır her açılan kapıdan kendini kovdurp üstüne kapattırdığını da belki hatırlıyordur kendi hesabına sadece, yine sadece bizi mi yakacaksınız diye dehşeti sergileyecek elbette… yok, olmaz bu bir daha ve asla… insanlığın ayıbı tekrarlanmamalı diye değil tabi, bu işin kârıyla beslenen var daha… hem onları Asya yakmadı ki ve kimin umurunda bu… Asyalı düşünüyor, ötekiler çan çaldırmak için onları kudurtuyor demenin de bir hayrı olmaz ki… kim kime ne yapıyor, ne paylaşıyorlar anlamıyorum ki… hep ama birlikte planladıklarını birlikte uyguladıkları: seç bir vatan, gelen tepinsin giden kişnesin o vatan hakkında… tepinenden döküleni topla sen, o vatanın varı yoğundan kişneyeni de doyuruyor havası yarat, geçinir gidersiniz demeye kalmadan, Gaz ocaklarında yakıldıklarını unutanlar gibi bir Saddam örneği, kıssadan gör işini… ne diyeyim bilmiyorum ki…
Araplar mı?
Besledikleriyle beslendikleri topluluklarla keyifleri iyi zaten. Özellikle Amerika’da el ele kardeş kardeş gezerken ne şirinler hem… yamalanan, yalayan birlikleriyle rahatlığı onurlandırıyorlar… tarihler boyunca hep yalakalar meşgul etsin diye tecrübeye de ara verilmedi hiç zaten…
Savaşı kutsayan bir millet değiliz /Teslimiyetçi ruhumuz da yok
Dünya havada asılı döndükçe çalkalanıyoruz insanlığın çarkında
168 ülkenin döktüğü gözyaşlarının boğulacak toplanan yürek pınarında
Vahşeti, soysuzluğu, arsızlığı, yolsuzluğu sahiplenmem!
Er veya geç doğacak hak ve huzur inancıma ihanet etmem!
Endişe etmem, yalpalamam adalet uğruna! Türküm ben!
Çeşmenin gözesine ağzını dayarken
Acılara ilk gelip son giden varlıklarla bir bütünlüğün yanında
Türklüğüm Göktürk-Oğuztürk-Atatürk aslı uygarlık varlığında
Kişiliği giydiren bağımsız karakterimdir ve saf bilincim
Başka nefes nasiplenmem!
Umut milletin güneşidir, o güneşi en kötü ve zor durumlarda ve şartlarda şüphe edilmez ki, milletin kendisi doğar… umut doğan çalışmayı partiler siyasi yollarla başarabilir, eğer isterlerse ve birlikte elbette… CHP millet varlığı aşkıdır, öyle de yaşayacak, böyle de, ama yaşayacak… MHP millet sevgisidir, öyle de yaşatacak, böyle de, ama yaşatacak… diğer partiler, kişiler varlığı oluşup serpiştirilen olarak görev üstlenebilecek, öyle de olsa böyle de, bazen belki ama görev bilinciyle… görev üstlenme yetenekli kapasite Türkiye Cumhuriyeti kuruluşudur, gençliğe amade…
Ve sadece; Yaşayacak, yaşatacak ve görev üstlenebilecek bir birliği denetleyebilmeye millet hep hazır ve nazır olacak… Yüce Türk Milleti bu azmin ve amacın sarsılmaz bekçileridirler. Hakimiyet Milletindir… Kişiliği giydiren bağımsız karakteriyle bir milletin vekili olabilmek, her baba yiğitin harcı olamadı, 50 yıl boyunca üzülmeye, incitilmeye göğüs gerebilmeyi başaran bu milletin yüceliğine endişe edenler, bugün faturalarını aldılar değil mi? 75 yıl boyunca dinlenmeyen bu millet uşaklık yapmaya hazır hale geldi sanılıyor, yazık…
Kendi hakimiyetini kendisi koruyabilecek vasıflarıyla bu milletin yaşamı mutluluktur. Mutluluğu esirgemez! Yaşamında ‘Vatan ve Allah’ hep ve sadece ‘tek serveti ve varlığı’ olan bir milletin bu mutluluğu elinden alınmaz… Belki bu seçim faturası, dokunulmazlığın ardına sığınıp kişnemeye verilen ve tarihe geçecek en güzel yanıttır… Belki, kıçını dokunulmazlık koltuğuna dayayıp cebini doldurma hevesine yenik düşen Milletvekilleriyle birlikte satılmanın keyfi sadece… belki de satılık ruhlarını saklayamayacak kadar çırılçıplak olmasına tanıdığı fırsattı… hakimiyeti kökten üstlenmeye artık hazır olduğunu anlatıyor belki…
Kendini bu milletin varlığıyla tanımayan bir vekil gök kubbe altında ne doğayı, ne bu milletin doğasını, ne bu milletin ve doğanın doğallığını tanıtamaz…
Belki sadece önce 50 yıllık bir süreci cezalandırdı, zaman tanıma hakkı olarak yine dayanacak buna… bir tek dayatmacılık ve dokunulmazlıkta inatlık hali karşısında kavgadan korkmayacak olduğuna bu cesaret güzelliği, itiraf ediyorum, bu seçimle yüreğim ağzıma geldi her saatiyle, aklımı kamçıladı sonra gün boyunca, sımsıcak yüreğini sıcaklığıyla korudu nihayetiyle, her saniyesiyle güne doğan umutlarla yorucu bir zaman aşımı geçirdiler partiler de, milleti yorduklarını hatta düşünemiyorlarsa bile, kabullenecekler elbette…
Dıştan planlanan son hazırlık olarak içten yürekli olanlarla savaşa sürümeye kararlılık ne yazık ki bir gerçek…ufak tefek polemik konuşmalar, haller doğaldır bu yüzden kimi görüntülerde… yeryüzünde böylesine bir seçim verisi çok nadirdir, bu cesaret bu milletin çılgın aşkıyla duyarlığıdır… bu millete hayranlığım, şu an duyduğum en güzel mutluluğum…
Türkiye’m huzur, Türkiye’m umut, Türkiye’m aşk, bu milletin gönlünde barış, yüreğinde sevgisi bol olsun, eksilmesin, güneş yakıyor olsa da Allah yakmasın, Allah korusun vatan ve bütünlüğünü… su… yağdır Mevla’m su… satıyorlar onu da… dikkat lütfen! ...
Atatürk diyor ki diye hatırlatmalarla her partiye tek tek, selamım var diyecektim, genç partiyle başladığım gibi… Fırsat bulamadım buna… dua ettim ben de, bu şansın bir olanağı olarak… iyi de oldu böylesi… Milli ruhu ve Cumhuriyetini algılayabilen yüce milletin titizliğidir, kapısı kapanmaz duyarlığıyla… Kendi hakimiyetini kendisi üstlenebilecek kapasiteye sahip bu milletin kapısı asla kapattırılamaz, bu milletin bir vatanı (bedenine toprağı) , bir Allah’ı (ruhunun yurdu) kutsaldır varlığında… ordusu eşittir peygamber ocağına…
168 ülkeye de böyle çullandı Avrupa, Amerika, İngiltere… Bir Yahudi sürecinin uzantısıdır sadece… Sars, böl ve saldır stillerine hakim alışkanlıklarla! ...Yani şimdi masa başında, dokunulmazlık sığıntısında vatan satılıyor! Yorucu bir süreçten sonra çullanacaklar…Bu milletin teslimiyetçi ruhu olduğuna inanmaya cüret edebilir herkes elbette, bunu dahi göremeyecek kadar hatta toplumun partisi olma ümidinde başarıya ramak kaldı hissini tattırmaya yürekliğini esirgemeyen bu Milletin huzura davetini anlamaya özen ve emek takdir bulacaktır elbette…
Boynumuz kıldan ince elhamdülillah, saygı duymakta kusursuz olmayı başaracak bir toplumla birlikte olabilmeye şansınız bol, kullanabilirsiniz hakkınızı aklınızın icabetleriyle… Halk anlamıyor diye bir sığınak yaratarak, o parti bu parti diye suçlardan arınma laflarının bolluğuyla, ben dedim olacak edepsizliği üstüne bir de olur olmaz denetimsizlikte bilgiçlik taslamalarla milli ruhu ve dine saygınlığı korumaya, varsın ılımlı veya ne becerilecekse de denilsin, ‘ben yaptım oldu’ huysuzluğu karşısında şüphe edilmesin, ki sadece ve ancak ve mutlak Cumhuriyet mitingi yükselecek! Bunda tek an dahi kaybedilmeyecek…bu masal burada bitti deyişimin anlamı sadece;
Bu millet yücedir… Kişi olarak buna güç yetmez, unutun partilerde kişiliği, önce vatan duyarlığınıza ihanet etmeyin… vekillik millete hizmettir… Hiç bir partinin edepsizliği kaldırılmış değildir, bilakis, dikkate hazır ve nazır güç sahibi sadece millettir… onlar çekecektir başarısız ve ihanete yönlendirilen acıyı… bu bedele karşılığı için de göğüslerini germeyi bilenler olacaklar… bunu daha ne kadar edepsizlikte hissettirmeye dayatacaksanız da, Allah büyüktür! Vatanı uğruna Allah’ına sığınacak, bu yolu da onurla adımlayacaklardır… yenileşmeyi aşağıdan yukarıya başarmalı…
Bir örnek olarak son zamanlarda söylenilen;
Acaba, siyasette silahsızlanma dönemi diye bir toplumsal sözleşme amacıyla
1. ordu; cumhuriyeti, laikliği ve vatan bütünlüğü tehlikeye uğrarsa, siyasi düzeyde engeller aşılamıyorsa, halkın huzuru adına, siyasi, yani meclis birliğinin bütünüyle kararı üzerine geçici olarak yönetimi üstlenebilecek kapasitesiyle hakimdir ve hakkıdır, ancak bir siyasi fikir amacı değildir, olmamıştır da hiçbir konumda ve zamanda. Siyasi çöküntüye bir geçici yöntemdir, hakimiyet milletindir kavramıyla… Bir deprem veya doğa felaketi karşısında yardım nasıl bir önemlilik gerektiriyorsa, siyasi çöküntü karşısında ordu, geçici olarak siyasi amaçta da hazır ve nazır olabilecek kapasiteyi taşıyor olarak hizmet vermeyle yükümlü bir organdır. Savaş en büyük felakettir. Vatanı koruma görevi ordunundur. Bir vatanın, felaket karşısında olabilecek en üstün eğitimle sorumluluk bilinci en yüksek organıdır ordu. Böylesine bir ordusuyla var olan milletin yüceliğidir bu organ, yüce bir milletin kurduğu sancağıdır, ocağıdır ordusu… Kaldı ki, ordusuna uzanmadan tehlike millet önde siper duracaktır… yüce bir millet, yüce bir ordu, yüce bir millet meclisi ile siyasiler, bu bilinci taşıyamayan milletvekilleri bilmeliydi ki, sadece seçilecekleri süreç için hizmet vermekle yükümlüdür… hizmet sürecinde halkı mağdur edecek yöntemlerin aza indirgenmesi durumu ile
a: acaba şimdiye kadar bir milliyetçilik yükselişi mi öne çıkarıldı, yoksa asırlarca eşit haklarda yaşamı başarmış bir ulus birliği değeri mi anlam kazanıyordu diye bir düşünce mi değerlendiriliyordu
b: acaba bir ideolojiyi mi dayatma yargılanıyordu, yani empoze edilme yoluyla ‘ben dedim oldu’ edepsizliği ile düşünce ve fikir özgürlüğü sınırlarının nedenselliğine içsel ve dışsal etkenleriyle çatışma korkusu salgınlığına karşı, çağdaş olsun olmasın, herkesin anladığı kadarıyla bir yaşam düzeyi mi veya düzen, disiplini mi ve nasıl sağlansın değerine anlam kazandırılsın diye bir düşünce mi değerlendiriliyordu
araştırmalarının içerdiği ancak ve sadece; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Vatan ve Milletin bölünmezliğidir. Atatürk ilke ve ülkülerine bağlılıktır. Kısaca, TBMM hayırlı olsun Yurtta ve Cihanda. TBMM Yemin töreninde geçici meclis başkanımızın bu görevlerine açılış amacıyla yaptığı değerli söylemi için teşekkürler. Sonra seçilecek olan ne yazık ki seçilen parti silsilesinden boylanacak… üzgünüm buna… başarır belki diye bir ümit beslemeye acıyorum şimdiden…
Dokunulmazlık kaldırılmalı, çağdaş bir tutum olarak bugün bir gereksinimdir bu. Türkiye Cumhuriyeti hukukuyla bağdaşan bir Cumhurbaşkanı seçimi, ne parti, ne kişisel algılara dayatılmasına izin veremez.
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 4.8.2007 16:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/08/04/ne-demeli-bilmem-ki-dokunulmazlik.jpg)
çok güzel bir yazı daha,,hep doğruları yazmışsınız Sevinç hanım,gözlemleriniz çok iyi,,bana dokunmıyan yılan bin yaşasın diyenlerden değilsiniz,,kutluyorum bu düşüncenizi,,fikirlerinize saygı duyuyor ve desteğim tamdır,,
Gereken neyse en iyisi yapılacaktır elbet.
Elbetteki TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni bölmeye hiçbir beşeri güç muktedir değildir.
Yüce Kur'anda ''Kur'an'nın ipine sımsıkı sarılın.Eğer sarılmazsanız,bu davayı ayakta tutarak kıyamete kadar savunacak bir Millet getiririz.''şeklinde bir ayeti kerime vardır.Kur'an-ı Kerimin ilk muhatabı Araplar ve Emeviler bu düşünveye sahip çıkamamışlar ve Yüce Rabbimiz bu görevi Şanlı TÜRK MİLLETİ'ne vermiştir.Ve kıyamete kadar da böyle kalacaktır.
Karanlık senaryo çizenler birkez daha düşünmeliler bence.
Yahudilere gelince;Rabbimiz onları lanetlemiştir.Kendi oyunlarında boğulacaklarını da sizden bizden iyi biliyorlar.Rasulullahın Arapların içinden çıkacağını bidikleri ve kıskançlıklarından içlerini kemireceklerini bildikleri gibi.
Ancak,Bizler Rasulullah ümmeti olarak yine de hep şunu söyleriz;Rabbim herkesi hidayete erdirsin.
Şeytan-ülla'ne bile,affedilmeyi umud edermiş...!Neden mi?
Rabbimin Merhameti,Gazabının muhakkak önündedir.Bunu bildiği için.
.....
BU MİLLETİN GÜCÜ ANCAK VE ANCAK
HAKK'TAN GELMEKTEDİR.
HAKKI MAĞLUP ETMEYE İSE HİÇBİR GÜÇ YETMEYECEKTİR.
DOLAYISI İLE HAKKA ASIRLAR BOYUNCA HİZMET EDEN AZİZ TÜRK MİLLETİMİZ,EBEDİYYEN MUKTEDİR KALACAKTIR.
...
Bu güzel ve çok çok anlamlı yazınız için sizi can-ı gönülden kutlarım.
Yüreğiniz ve kaleminiz dert görmesin.
TÜM YORUMLAR (2)