Ne çabuk geçti günler anne

İlyas Kaplan
1276

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Ne çabuk geçti günler anne

her sabah kalkardı erkenden
hiç önemi yoktu saatin
yeri geldi uykusuz kaldı
gözyaşları hiç dinmedi
çalışıp çabalayıp yoku var etti
iyi giyinsinler, iyi okusunlar diye
hayatını feda etti
ufacık bir sevgi bile görmedi bazen
bazen feryadını gömdü yüreğine

bazı geceler yemek yemeden
yorgun, bitkin bir halde
kılardı namazını
yatağa yığılırdı
sabah şafak sökmeden kalkardı
Allah’a hamd ederek
hep dert ve çileyle geçti ömrü

hayat acı
bakmaz akan göz yaşlarına
ah şu keşkeler olmasaydı da
keşkeleri ezip gelseydim sana
kalbim en hazin yerinden
yüreğim sessizce kanıyor derinden
kimseler duymuyor çığlığımı anne

gökyüzünde mora boyanmış güneşin yüzü
kaldırımlar ıslak, kaldırımlar ağlıyor
ve şimdi yine sessizim
çok üşüyorum anne
içimde bir buzdağı
sar beni kollarınla
dizlerinde avut beni anne

kan ter içinde gece
kan ter içinde her yanım
her yanım gece vurgunu
kurşun yemiş gibi,
sürgün yemiş gibi
düşmüşüm kapına düşmüşüm kucağına
bu gece yaram sıcak annem

ben geldim aç kapıyı anne
büyük oğlun yürek yaran geldi
budaksız dalların arasından süzülerek
cennet göklerinin seraplarından düşerek
özü alev alev ateşle geldim
anne kokusuna doyamamış henüz
sıcak kollarında barındır beni
kol kanat ger hüzünlerime
teselli ol tereddütlerime
dua nehirlerinden ak bana anne

ben geldim aç kapıyı anne
elimde bir demet kırmızı gül
bir teşehhüt miktarı şah damarı yakınlığında
kaderin üstündeki kader gerçekleşiyor
uykusuzluğun zahmetini tadıyorum
beti-benzin solmuş yıldızlar konuyor avuçlarıma
gül, karanfil uykusu gecede
yepyeni bir cennet düşü görüyorum
bir ses , bir de ağır yaralı özlemler içimde
bir de sana vurgun gözlerim anne

her gece
çölde bir vaha arayışı benim yürüyüşüm
sensiz sokaklar ıssız, duygular öksüz
şehir ağlar, ben ağlarım
ıslanır şehrin kaldırımları
yaralı bir kalbin düşleri üşür
dağılır her yanıma hasretin
buram buram dört bir yanıma anne

benim hiç hayalim olmadı senden azade
sevginin çekim alanında cezbelere tutuldum
kanatlar takındı kalbimin acizliği
ne omzumda bir dost eli
ne saçıma dokunan bir şefkatlim olmadı
hiç bir şey senin kadar güzel olmadı anne

ninni söyle kapansın gözlerim
kabuslar bölmesin tatlı rüyalarımı
tandırdan yeni çıkmış taze ekmek kokusu gibi
öylesine saf, öylesine temiz, katıksız, mayasız
gözlerinden cemre düşsün kırlarıma
çiçeklensin renk renk gülüşlerim
baharım , ümidim, rengim ol anne

o eski halini hatırlarım
elbisesi yamalı, siyah saçlarını
yer sofrasında ki yemeği çatalı ve bıçağı
soluklarından burcu burcu esen vuslat muştusunu
ölümsüzlük iksiri gülüşünü
sevgiye dair tüm söylediğin sözleri
sözlerinden sağnak sağnak yayılan
şükür kokusunu hatırladım anne

cennet sensin buyurdu Resulullah (a.s.)
belki de bir mücrim bahtı karayım
azıcık yüzüm süreyim nasırlı ellerine
bebekken dokunduğum şefkatli yüreğine
her gece vakti tüllenirsin göz perdemde
bir yanın sırat bir yanın cennet
zikrin fersah fersah göklerde
karanlık cihetlerimi aydınlatsın ışığın
melek kanatlarınla ört üstümü anne

gözlerime baktığın an anladım
yüreğinin sızısını anladım
bağrının kor olup yandığını anladım
harlarla dağlandığını anladım
saçlarına gümüş teller düştüğü an anladım
anneliğin ne olduğunu

bu gece seni düşündüm
yokluğun suya yazı yazmak kadar zormuş meğer
boğazım düğümleniyor yine
kızıla boyanmış düşlerim
tam alın ortasından vurulmuşum
yaşayan bir ölüyüm anne

küsüp gitme öyle dayanamam yokluğuna
ne olur bir ses ver
yoksa öksüz kalır yetim bakışlarım
kime sığınayım bu gece
kim açar bana kapısını
kim ah oğlum hoş geldin der
zemheri soğuğunda
ilmek ilmek seninle örülü sancılarım anne

bu gece
mayınlar patlatıyor hep umutlarımı
kırk yamalı gök yıkılmış başıma
üstümde kara bir duman kütlesi
küsüvermiş ay ve yıldızlar sen yoksun diye
aklımın ucunda sana ait ıslak düşler
kimse senin gibi sevmiyor anne

yoğurt çorbasına kuru ekmek bandırırdık hatırlar mısın
sen dokunduğunda yumuşacık pamuk gibi olurdu ekmekler
pencerenin önünde ki mısır koçanlarını
püskülleri tel tel dökülmüştü hani
hani su biterdi komşunun kuyusundan su çekerdin
elektrik yoktu sen vardın
gaz lambasıyla ışıl ışıl sen yanardın odamızda
keşke hep çocuk kalabilseydim yanında anne

sen ninni söylerken hep dertli kederliydi ezgilerin
hürmetle öptüğüm ellerinle Allah’a yalvarırdın
başucumda uyurdun yastığın kireçli duvarlardı
yüreğinde annelik duyguları
ebabiller uçururdun ömründen saat saat
seni bir ömür boyu el üstünde taşısam
gece gündüz öpsem ayaklarının altından
hakkını ödeyemem anne

yüreğin dağlar kadar gamlı
sevgin ,şefkatin okyanuslar kadar engin
gönül pınarından billur ırmaklar akar
hayatın sırrı gözyaşında saklı
geceleri önünde saygıyla eğilir yıldızlar
güneş kamaşır senin ihtişamından
ezelden ebede akan hayat yolculuğunda
sen varsın anne

saat gecenin üçü
bulutsuz bir gök eğilir üstüme
yağmurlar yağar
hüzün damlaları yağar senden
tut ellerimden götür beni çocukluğumun dar sokaklarına
yüzü kirli çocuklarla oynayayım kir pas içinde
kapısı sana açılan evlere götür
uyut beni pamuk yataklar içinde
senle beraber uyuyayım anne

sesin sinmiş zihnimin dört duvarına
gülüşünün aksı düşmüş ruhuma
sıcak çorba buğusunun içinde tütüyorsun
hıçkırıkların karışmış seccademin yeşiline
tökezleyip düştüğüm yerde dizlerim soyulmuş
cam batmış ayaklarıma
avuçlarımda balçık balçık çamurlar
toprak caddelerden
sıcak bir el olup kaldırır beni anne

bir kez daha gitmek isterdim
ikindinin alacasında arkadaşlarla dekman oynamaya
gündüz nedir akşam nedir bilmezdim
pencereden seslenmeni isterdim
oğlum geç oldu artık …hadi eve gel
ne çabuk geçti o günler anne

hicran radyoda ki şarkılardaydı hep
en büyük hasret babamızın işten dönmesiydi
en büyük sitemimiz hastalanıp sokağa çıkamamaktı
endişe, tasa, korku nedir bilmezdik
insan büyüdükçe öğreniyormuş anne

sinide lahana sarması
burnumu okşardı kokusu
odun közüyle pişmiş mısır ekmeği
iştahımı kabartırdı
baştan aşağı bir ömürdü yemesi
senin ellerinden anne

çektiğin besmeleyle tut ellerimden şimdi
düşlerinin göğsüne yatır beni
o yanık ninninle kanat çırp üzerimde
korktuğum rüyalardan çek al beni
başörtünden sarkan saçlarına tutunayım
tozutan rüzgarın tozlarından koru beni
beş vakit namazında duanla dokun bana
zorlu anlarımda çıkıp gel yanıma anne

sensiz çok baharlar geçti
içi kanıyor sokaklarımın
bomboş şehrin duvar diplerinde
dudakları büzülmüş bir çocuk bıraktım hep
kışların hüküm sürdüğü her gecede
rüzgarların tipiye dönüştüğü her yerde

hislerim yanık kokulu
bak yine üç aylar geldi
helal lokmayla açtığımız oruç zamanları geldi
yıllar önce susup da ezanı beklediğimiz akşamüstleri
sırlara karışan sahur vakitleri geldi
sabah namazları
huzura kanatlanan dua anları geldi

hani, saçlarımı tarardın aynanın karşısında
onca işinin arasında bir de ben vardım
hani hatırlar mısın
uyur numarası yapardım kendimce
başım dizinde gözlerim kapalıyken
pamuk ellerin okşardın saçlarımı
uyusun da büyüsün ninni derdin
bende o an dalardım uykuya

adını koyamadığım tarifsiz hislere maruzum
her nedense fırtınalar kopar yüreğimde
ne olur yine gel yanıma
ne olur yine dizlerine yatayım
sen yeni ninniler söyle
ben gök mavisi hayaller kurayım
Yaratandan huzur iste benim için
gözyaşların düşsün saçlarıma
ninnilerle birlikte anne

yasini şerifi ezberlerken
derin bir uykuya dalıp uyumuştum
seccadeni yorgan diye ayaklarımın üzerine sermiştin
üşümesin diye
şimdi ben torunumun üstüne seriyorum seccademi
sanki dün gibi

sobamız ince sacdandı
birkaç odun parçası yetmemişti odamızı ısıtmaya
üşütüp ağır hasta olmuştum
bakır tabaktan sıcacık mercimek çorbasını
doldurup tandır ekmeğini ince ince doğrayıp
sapı kırık tahta kaşıkla doyurmuştun karnımı anne

o masalsı günlere götür beni
hayallerimi süsleyen o geçmişin diyarına
o bitmek bilmeyen çocukluk mevsimine götür
yağmur lekeli düşlerinden sarı papatyalar bırak
hızır misali imdadıma yetiş
hacdan gelmiş gibi anne

bu cuma gecesi
babamın ruhuna yasini şerifi okudum
sen öğretmiştin bana kur’an okumayı
Allah’a emanet edip
küçük bir valizle kuran kursuna göndermiştin
ruhunun kucağına ayetler bıraktım
her biri gül gibi
ruhu şad olsun
sende berhudar ol anne

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 23.1.2022 12:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan