Bazı zulümler bir tayın doğrulması kuru otlardan
bir samanlık yangını bazı zulümler
su sesini yolcu sanan Adilcevazlı çoban kızın
masmavi kirpiğidir bazı zulümler, gizli bir ovayı
dağılan bir suskunluk olarak takmış göğsüne,
kör bir istasyon şefinin öğle uykusudur bazı zulümler
çağlayanlar, gözeler, ırmak boyları, yıkık bir sanatoryum
tipide donmuş bir köy öğretmeni, terekesi yalnızlık ve keder
yaprakla dolar kapılar önü, üç kişi çıkar sabahla evden
bir tabut, bir takunya, bir sarık
ayaklarına mayınlar giyinmiş köylüler
tanrıdan çok gökyüzüne inanan, sütle boğulmuş bebe
Gediz pazarında çocuklarını yitirmiş bir kadın
gözleri kıyıya vurmuş iki gemi iskeleti
Evler dağılır, karteller, üniversiteler, pazar yerleri
her yerde alışıldık bir korsan baskını
her şenlik, bir yas günü doğuda ve batıda
fenerler, hamayıllar, kınaçiçekleri,
vurulmuş üç jandarma, üç kaçak
boynuzlarında göller büyüten bir geyik
durur eski bir çarşı izni gibi tedirgin
mektuplara pul diye yapıştırılan kardeş ölüleriyle
seviyorum seni dersiniz, aşk, o bizim yaralı, küçük hayvanımız
seviyorum seni, nasıl söylerse şimşekler şarkısını
nasıl taşırsa kırlangıç, yavrusunu hırçın bir alışkanlıkla
nasıl girerse odalara gün ışığı, karıştırmak için kitaplarımızı
ışıtmak için kararıp duran küskün kalpleri
aşklar ki yemyeşil bir aydır,
pencereye pervaz ruha merdiven
zulümdür onlar da hiçbir şey bizim değil
şimdi bazı zulümlerdir herkese kalan
onlar ki bir saat gibi işler şuracıkta
içimizde, derimizin altında, bir akşam yemeğinde,
bir garson gelir incelikli, tepsiler dolusu zulüm
birden kararır ortalık masalar, vazolar, umarsızlık gülleri
ne anladık kimleyiz bir kadın,
köylüler, öğretmen, istasyon şefi
bebek, garson, sığırtmaç, üç jandarma, üç kaçak
ne anladık zulümden başka dünyadan.
Mustafa KözKayıt Tarihi : 18.9.2012 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kimim sordum perişan oldum soldum aşka doğdum,
Dünya değirmeninde öğütüle öğütüle öz oldum gözüm özüm bir oldu, esenlikler dileklerimle...
.. karacoglanin bu dizesinin.. osmanlica asli ile.. conklerden alinip.. latin alfabesine aktarilirken.. osmanlica da hereke bulunmamasi munasebeti..i elif.. lamelif originalin.. ela diye soylenmis aslinin.. ala diye algilandigina inanirdim eskiden beri..
bugun sunu anladim ki.. bir kiz aglarsa.. deniz derya kadar cok aglarsa.. renksiz saydam seffaf gozyasina.. gokteki mavi aksedip..
nasil ki.. saydam su dolu denizi.. mavi gok aksetmesi sebeb.. mavi goruyor isek.. agliyan.. kirpigi yaslara bulali.. bir gozun.. cevresini mavi.. gozde diyelim siyah yada ela.. mavide eklenince.. karisik renkli.. alaca.. ala olacaktir..
bu nedenle.. ala gozlerini sevdigim dilber.. dizesinde.. yadirganacak durum yok.. bu yazi bunu anlamama sebeb vrsile oldu.. bu vesilee ilede kutlarim.. saygilar..
kemiğin uğultusu etin denizinde
geldim aranıza, gidenlerden biri gibi
yanarken de görklüydü insan.
Ben kendini Mustafa Köz sanan ozan,
gitmek güzeldir, diye başlar mı hiçbir şiir
şenlikler, şehrayinler, donanma fişekleri
gedim aranıza, gidenlerden biri gibi.
Her iki şiirinde de tema aynı. Uslup aynı. Güçlü bir kalem . Çok karamsar. Ruh hali kötü. Negatif enerji yayıyor bu son şiiri.
Adilcevazlı kızın kirpiğindeki mavi gözyaşlarının fotoğrafını çekmiş.Ama nedenini sorgulamamış.Öldük,bittik,yittik edbiyatı biraz kolaycılık değilmi? Tipide donma pahasına çalışan köy öğretmeninin terekesi sadece yalnızlık ve keder olamaz. Bize emek veren ilkokul öğretmenlerimiz bu değildi çünki.
Şairi böyle topa tutmuşken şu dizesi ilişiyor gözüme. Belkide şiiri diri tutan en çarpıcı dize:
seviyorum seni dersiniz, aşk, o bizim yaralı, küçük hayvanımız
seviyorum seni, nasıl söylerse şimşekler şarkısını
nasıl taşırsa kırlangıç, yavrusunu hırçın bir alışkanlıkla
nasıl girerse odalara gün ışığı, karıştırmak için kitaplarımızı
ışıtmak için kararıp duran küskün kalpleri
aşklar ki yemyeşil bir aydır,
Ve bu dizeyle söylediklerimi geri alıyor Ve 'kendini Mustafa Köz 'sanan ozanı tebrik ediyorum.
Herkesten özür dilerim.
Dünya benim olmayınca
Gül gül müdür değil midir?
Durup durup solmayınca?
Bu dünyaya kazık mıyız?
Yok toprağa azık mıyız?
Hem azık hem yazık mıyız?
İlelebed kalmayınca.
TÜM YORUMLAR (16)