Ağlamak duyulu ağaçların ürkek çırpınışlarında
Ve insanlar ölüm satar köşe başlarında
Gül, kokar; bülbül öter; aşk, yaşanır sonunda
Hayat bilinmez bir resim
Varla yok arasında
Gül, kendini saklar, sorgusuz hayatlara
Dünya kendi derdinden dönüp dururken
Bir uyku uyusam, sessiz, sakin umutlu
Duymazken dünyayı kendi sesimde bile
Uykumda sana dokunur muyum?
Bir şiir yazsam her dizesi kristal
İçinde şarap olsam, dudaklarından al
Gördüğüm her rüya bir bulut;
Sessiz, beyaz, tutulmaz.
Seni Taşır diyardan diyara
Sessiz, beyaz, tutulmaz
Gün döner, ayla güneş arasında
Dağ doğar; geceden sabaha
Gör! dedi şeytan,
Ve gördü insan; hinlikleri, cinlikleri
Aşkın yüreklere serptiği acı, bu elemdi!
Yaşlar sevenlerin gözünde kalacaktı ey aşk,
Yüreklere dökülmeyecekti....
Sev! dedi tanrı
Ördekleri terketti önce gölü,
Sonra, birer birer nilüferler!
Ardından güneş çekti yüzünü
Sonra birer birer insanlar;
Birden yaşanan her şey yok oldu
Sonra, birer birer anılar
Gün gelir, gün ler içinden süzülüp;
An gelir, beklenen renklerden uzak!
Vakit gelir, hayatlara akıldan tuzak,
Kim gelir, kimsesize kimselerden ırak?
Gün gelir, günler içinde süzülüp;
Bir ben bilinir; bencile, herkese rağmen
Yedik bitti, tükendi; geriye mazi kaldı
Bugünde, gelecekte hep mazi arandı
Bazen dünü de bozmak, marifetten sayıldı
Şekil şekil insanlık, hep pisliğe bulandı
'Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler'
Tanrılarla başladık; tek tanrıda anlaştık
İnsanız biz: onun işlerini de paylaştık
Yaratan biziz artık; tapılan kaldı Tanrı!
Ya Tanrı olmasaydı; insan neler yapardı? ! !
Tanrı adına savaş: buna Tanrı da şaştı
Onun adına insan, yarattığını paylaştı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!