Kasım Rüzgarları
Ne getirdiniz bahçeme uzak şehirlerden,
Mutlu oldu mu insanlar kasım rüzgarları?
Ne taşırsınız yüce dağlar şu nehirlerden,
Yoksa sizler de mi özlediniz baharları?
Gözünün iki damla pınarına dünyayı yaktığım,
Her gece görürüm diye yıldızlara baktığım,
Aşkını kelepçe misali göğsüme taktığım,
Kuşlara da haber saldım, neredesin sen?
Sevdandan kapkaranlık çöllerde Mecnun'a döndüğüm,
Gözlerinin maviliği değil miydi ki
kuşlara uçmayı
bana sevmeyi öğreten...
İnsan unutuyor bir vakit sonra
Kaç yaşında olduğunu
Kaç kez ağladığını
Kaç kez güldüğünü
Kaç kez öldüğünü bile
İnanın, adını dahi unutuyor insan
Yine bir garip düş,
Üç yolcu ayrı yollarda,
Ne ki bu hırıltılı cümbüş?
Üçü de ayrı kollarda...
Yalnız bir ağacın gölgesi,
Her şeyin vardır bir keresi
Her şey Bir'den geldi bir kere,
Bir, sayıların en acizi belki
Ama derin manaların, şüphesiz, zirvesi
Bir şans daha isteriz hep,
İşte bu yağmur, bu deniz, bu ada,
Hani şu koku var ya,
Kurabiye kokulu sokaklar...
Her sokak başında ayrı bir aşk masalı,
Balıkçı teknesi ve martı sesleri,
Her bankta yazılmış ayrı bir şiir,
Kimselere anlatamıyorum ya derdimi
Kendi kendime konuşur olmuşum,
Ama bilsen öyle iyi,
Öyle güzelsin ki
Aynalar dahi kıskanç
Ben deliye dönmüşüm aşkından,
Sensizliği gördüm, soğuk kaldırımlarda,
Kanat çırpıyorum şimdi ateşe,
Umudun tükendiğini anlıyorum
Şöyle bir bakınca batan güneşe.
Ayaklarım ıslak, gözüm yaşlı
Üşüyorum besbelli,
Hala vahşiyiz değil mi, hala yabani...
Kim göz pınarlarını akıtıyor, hani?
Hepimiz biliyoruz oysa ölüm ani, öldürenler cani,
Ölenlere biz sustuk, "dünya" sustu,
Bu mu kardeşlik, vicdan bu mu yani?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!