-Birinci ağıta önsüz niyetine-
Ben incire yeminliydim sen sonsuz göklere…
Seni getiren gemiyi biliyordum sadece, beni mürettebat belleme… Denizlerinden geldim Nazende! Okyanusunun dibindeki çöllerden… Suskunluğuma uzun sedir ağaçları girdi de ondan binemedim gemilerine ve bu yüzden sözcüklerimin aktığı sayfalardan anlamların süzüldü…
Ki seni yazmak yazılmışların eteğinde bir gölge ve kalemler sonsuza kadar sürecek bir cümlenin peşinde…
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Devamını Oku
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?




Nazende! Yaşıyorsun sen... Bir ormanın peri kulübesinde. Sen masalını yaşıyorsun kırk gün, kırk gecelerce… Ya da kabullenemediğim bir gerçeğin çiçek bahçesinde…
Nazendeler onları hissedenlerle vardır... yüreğine sağlık...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta