Nasılsa bu aşk iki dudak arası,bırak ora ...

Hüseyin Erdinc
95

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Nasılsa bu aşk iki dudak arası,bırak orada kalsın

NASIL OLSA BU AŞK İKİ DUDAK ARASI

Nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Bir nefesin ucunda,
bir sözcüğün kıyısında,
iki suskunluk arasında
ve en çok da söylenmeyen kelimelerin
karanlıkta parlayan gölgesinde…

Gözlerinin eşiğinde durdum bir gece,
kendi içime baktım aslında.
Her bakışın aynaydı,
her aynanın arkasında başka bir karanlık saklıydı.
Ben ışığı değil,
ışığın peşinden sürüklenen gölgemi sevdim.

Bir masa vardı,
üstünde yarısı içilmiş bir çay,
yanında okunmamış bir kitap.
Kitabın sayfaları birbirine yapışmıştı,
belki de yazar,
bizim hikâyemizi çok önceden yazıp
yarıda bırakmıştı.

Bir şehrin bütün sokaklarını adımladım,
duvarlarda senin ismini aradım.
Her köşe başında,
her paslı kapıda,
her rüzgârın yüzüme çarptığı noktada
senin eksikliğin vardı.

Ve anladım ki,
aşk bazen bir varlık değil,
bir yokluğun içine yazılmış
sonsuzluk cümlesiydi.

Nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Çünkü konuşursak eksilir,
çünkü söylersek tükenir,
çünkü dile gelen her şey biraz da ölür.

Kelimeler, evet,
bazen katildir.
Ama aynı zamanda en büyük kurtarıcıdır.
Bir cümle kurarsın,
bir ömrü geri alırsın.
Ama bir kelimeyi yanlış söylersin,
bir hayatı kaybedersin.

Benim dilimden sana
hiçbir zaman “git” kelimesi dökülmedi,
ama sen gittin.
Benim sesimden sana
hiçbir zaman “kal” kelimesi yükselmedi,
ama sen kalmadın.

Ve işte o boşluk,
hala odamın duvarlarında yankılanıyor.

Bir gün yağmurun altına çıktım,
ellerim boş,
avucumun içinde sadece senin hayalin.
Yağmur damlaları yüzüme vurdukça
sanki senin parmakların değiyordu.
Ama öğrendim:
yağmur bir teselli değil,
sadece gökyüzünün ağlaması.

Bir parkta,
çocukların gülüşünü dinledim.
O gülüşler bana hatırlattı ki,
bizim gülüşümüz hiç doğmadı.
Biz hep yarım kalmış bir tebessümde
boğulduk.

Nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Çünkü bir dudaktan çıkan her söz
diğerine varana kadar değişir.
Çünkü kalplerimiz posta kutusu değil artık,
çünkü mektuplar çürüyor çekmecelerde,
çünkü zarflar hiç açılmadan
zamanın ateşinde yanıyor.

Bir defterim vardı,
ilk sayfasına senin adını yazdım.
Sonraki her sayfada sen yoktun.
Ama her yokluğun altında
senin eksikliğin imza gibi duruyordu.

Kelimelerden kuleler yaptım,
üstüne çıktım,
belki göğe uzanırım,
belki sana yaklaşırım diye.
Ama her kule yıkıldı,
her harf devrildi,
her cümle kırıldı.

Çünkü senin olmadığın hiçbir kelime
ayakta duramıyor.

Bir gün,
belki rastgele bir sokakta karşılaşırız.
Sen bana “Merhaba” dersin,
ben susarım.
Sen gülümsersin,
ben ağlarım.
Sen yürüyüp gidersin,
ben yerimde kalırım.
İşte o an,
hayat bana en büyük dersi verir:
Bütün kavuşmalar,
bir ayrılığın başka bir biçimidir.

Ve ben bilirim ki,
seninle konuşmak yerine
susmak daha çok şey anlatır.

Nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Çünkü belki de aşk,
söylenmeyen sözdür.
Çünkü bazen en derin bağlar
en büyük sessizliklerden doğar.

Bir sarılmayı hayal ettim,
kollarımda bütün dünya küçülecek sandım.
Ama dünya büyüdü,
ben küçüldüm.
Bir sarılmanın içine sığmadı
hiçbir yalnızlık.

Sen bana dokunmadın,
ama ben dokunulmamışlığın izini taşıdım.
Tenimde bir eksiklik,
ruhunda bir fazlalık.
İkisi birleşmedi,
çünkü biz hiç birleşmedik.

Bir gün sustuk.
O sustuğumuz gün
aşk en yüksek sesini buldu.
Sessizlikle konuştu.
Dillerin bilmediği bir lügatla
kalplerimize dokundu.

Ve ben anladım:
Bizim hikâyemiz,
hiç anlatılmayan bir masal.
Bizim şarkımız,
hiç söylenmeyen bir melodi.
Bizim yolumuz,
hep yarıda biten bir yürüyüş.

Ama belki de güzelliği buradaydı.
Belki de sonsuzluk,
tamamlanmamışlıkta gizliydi.

Nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Çünkü bırakırsak belki yaşar.
Çünkü unutsak bile unutmaz.
Çünkü bazen bir bakış,
yüz sayfalık bir romana bedeldir.
Çünkü bazen bir susuş,
bir ömre eşittir.

Ve biliyorum:
Aşk, kelimelerle değil,
kelimelerin eksikliğiyle var.
Aşk, dokunuşla değil,
dokunmayışla büyür.
Aşk, kavuşmayla değil,
hep yarım kalışla ölümsüzleşir.

İşte bu yüzden,
nasıl olsa bu aşk iki dudak arası, bırak orada kalsın.
Çünkü orada kaldığında,
belki hiç başlamadığı halde
hep sürer,
hep yaşar,
hep yanar.

Ve ben,
yanmaya razıyım.
Nasılsa bu aşk iki durak arası,bırak orada kalsın
Hüseyin Erdinç

Hüseyin Erdinc
Kayıt Tarihi : 7.9.2025 08:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Orhan Erdoğan
    Orhan Erdoğan

    Duygusu okuyucuya geçen bir şiir okudum....bazı şiirlerde yakalayabiliyorum bu duyguyu...en içtenliğimle kutluyorum kaleminizi….

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)