Nasıl Koşmak İsterdim Sana Şiiri - Özgen Öz

Özgen Öz
127

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Nasıl Koşmak İsterdim Sana

Oysa Nasıl Koşmak İsterdim Sana

Oysa nasıl koşmak isterdim sana,
Yılların yükünü sırtımdan atar gibi,
İçimde biriken bütün sessizlikleri yırtar gibi
Ve yeniden doğar gibi…

Ayaklarım kanasa da,
Yollar bitmese de,
Her engeli hiçe sayarak
Koşmak isterdim sana.

Bir çocuk masumiyetiyle,
İlkbaharın yağmur kokusuyla,
Kalbimde taşıdığım o tek şarkının
Yarım kalmaması için
Koşmak isterdim sana.

Kim ne derse desin,
Kim hangi duvarı örerse örsün,
Umurumda olmazdı hiçbir fısıltı,
Hiçbir yasak, hiçbir korku…
Çünkü bilirdim,
Senin gözlerine bakınca
Bütün yalanlar susar,
Bütün yaralar kapanırdı.

Oysa nasıl koşmak isterdim sana,
Gözlerindeki ışığa düşüp
Sonsuzluğa açılan kapıyı bulmak için.
Kelimeleri ziyan etmeden,
Sadece susarak,
Sadece kalbimle konuşarak
Yüreğine dokunmak için…

Biraz daha yüzüne bakmak için,
O hüzünlü gülüşünde kaybolmak,
Yeniden o sessizliği duymak,
Ve bilmek ki
Bazen en derin şarkılar
Sessizlikle söylenir.

Oysa nasıl koşmak isterdim sana,
Saçlarının arasına gizlenmiş baharı solumak,
Ellerine dokunup zamanı unutmak,
Ve bütün ömrümü
Tek bir ana sığdırmak için…

Koşmak isterdim sana,
Karanlığın ortasında bir ışık gibi,
Çölün tam kalbinde bir vaha gibi,
Yıkılmış bütün şehirlerin ardından
Tek sağlam kalan evim senmişsin gibi…

Ve bil ki,
Ne kadar geciksem de,
Ne kadar yollarda kalsam da
Kalbim çoktan koştu sana,
Ruhum çoktan kavuştu sana,
Benim için her yol,
Her zaman
Sana çıkar…

Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 4.11.2021 00:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir zamanlar, birbirine geç kalmış iki yürek vardı. Onların yolları, hayatın karmaşası içinde defalarca kesişti ama her defasında gökyüzü onları farklı yönlere savurdu. İçlerinde büyüyen bir özlem vardı; söyleyemedikleri, yarım kalan cümleler, bitmeyen şarkılar gibi. Adam, her sabah uyanır uyanmaz kalbinde aynı hissi duyardı: “Koşmalıyım ona.” Ama ayaklarını bağlayan zincirler vardı; korkular, yılların biriktirdiği suskunluklar, insanların “ne der” fısıltıları. Yine de ruhunun derinliklerinde bir şey onu hep çağırıyordu: o gözler, o gülüş, o sessizliğin içindeki huzur. Kadın ise, uzakta bekleyen bir kıyı gibiydi. Belki hüzünlüydü yüzü, belki yorgundu ama gözlerinde hâlâ umut vardı. İçinde de aynı şarkı dönüp duruyordu. Duyulmamış, yarım kalmış bir şarkı… O şarkının tamamlanması için tek gereken, onun koşup gelmesiydi. Ve işte, bütün şiir o anların hikâyesiydi: Adam, kalbinde taşıdığı bütün yükleri bir kenara bırakarak, kimseyi umursamadan, çocuk masumiyetiyle koşmak istedi. Ne yollara aldırdı, ne dikenlere. Yalnızca o gözlere varmak için, yalnızca o sessizliği yeniden tatmak için. Belki kavuşamadılar; belki koşu hep yüreğin içinde kaldı. Ama bilir misin dostum? Bazen en büyük kavuşmalar, ayakların değil, kalbin koştuğu yerlerde olur. Çünkü kalbin varabildiği yere dünya hiçbir zaman engel olamaz.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    Huzuru, sevgiyi yaşamak için koşmak gerek kaynağına. Geç kalmadan, pişmanlık duymadan. Yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz
    Özgen Öz

    Çok teşekkürler üstadım.Sağlıklı mutlu kalın.

TÜM YORUMLAR (1)