Kendine istikbal, millete vebal
Yılana sarıl, bak denize düştü.
Kapalı kapı ardında hasbi hal
Kırk yıllık husumet tavize düştü.
Şizofren olur her gün deli dolu
Sürükle meydandan meydana solu
Hep toplarda Taksim eyler yolu
Labirente dalan dehlize düştü.
Sabah gün doğar şimdi şafak vakti
Geceden bahseder hep felaketi
Nasıl bir kâhin yalan kehaneti
Ne çok çatal olan boynuza düştü.
Öyle masum görün sanırsın kuzu
Maskesi çıkınca görünür azı
Tavşanı bırakır ardına tazı
Çamura bulanmak domuza düştü.
Başkasın düşünmez tek kendi keyfi
Her yol mubah amaç eyler hedefi
Binlerce masum olsa da telefi
Ta ezelden özlem yılana düştü.
Horoz ölür gider çöplükte gözü
Tadı tuzu kalmaz sohbette sözü
Her iniş, yokuşun olacak düzü
Alın teri işin zoru bize düştü.
Kolla duasın al, yetimi dulu
Kalkan ol, kanat ger üstüne kolu
Sen yarımı alda onlara dolu
İşlerde sonunda temize düştü.
Hayır, hasenat var, yapma ziyanı
Taşların altında kalsın çıyanı
Al sırtına hatır gönül sayanı
Düşmanda külfeti omuza düştü.
Kayıt Tarihi : 8.7.2010 09:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!