Biz Yayladağı'nın sarp dağlarında,
Kayaları oya oya büyüdük.
Türküler derledik yaylalarında,
Törelere uya uya büyüdük.
Babadan yadigâr kazma kürekle,
Abiden emanet ince yelekle,
Tarlada, bahçede, düğün-dernekte,
Kara şalvar giye giye büyüdük.
Taksitle yaşardık, olmazdı nakit,
Koca kütükleri eylerdik yakıt,
Sabahtan yatsıya günde beş vakit,
Ezanları duya duya büyüdük.
Çobandık yaylalar otağımızdı
Kuru incir, ekmek katığımızdı,
Kaya kovukları yatağımızdı,
Davarları yaya yaya büyüdük.
Sıdkımız sıyrılmaz kederden yastan
Yemeni giyerdik üstünde fistan
Göz gözü görmezdi dumandan sisten
Dağda taşta buya buya büyüdük.
Dağlarda dolanır Keklik arardık,
Av vakti gelince evden firardık,
Menengiş dalına tıpkı kurardık,
Kuş etine doya doya büyüdük.
Harmanlarda sapla saman eleyip,
Güreşirken karağıyı dolayıp,
Buğdayı bulguru hasat eyleyip,
Etli aşı yiye yiye büyüdük.
Buğdayı sererdik Harman yerine
Bir lokum düşerdi alın terine
Çerçiye verirdik para yerine
Yumurtayı saya saya büyüdük.
Çayın köz üstünde çökünce demi
Teleme çalardık tum ile hemi
Çalıların şahı ol zindiyeni
Kör çakıyla soya soya büyüdük.
TÜRKMEN'im saçlar ak, başlarda duman,
Köyüm küçücüktü, şehir kocaman!
Daha dün çocuktuk tez geçti zaman…
Çok hızlı hem baya baya büyüdük.
Kayıt Tarihi : 26.1.2018 14:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!