Nardan Nur'a Hicret Var!

Nar, nar, nar, arza sanki nar yağar!
Kışlar yaza benzedi, sıcaktır yazdan bahar.
Magmalar mesaj almış, yeryüzüne çıkıyor,
“cehennem gerçek”diyor, hal diliyle volkanlar!

İnsanlar sinir küpü, simalar; alev, alev,
Haneler gayzla dolmuş, bomba sanki her bir ev.
İblis dolu ekranlar, şarz ediyor toplumu,
Şeytanlar çağdaşlaşmış, elçileri; TV. ler!

Gökte bela, yerde har, hara olmuş sanki dar!
Hımar gibi azanlar, zannediyor bunu kar(!)
Cadde sokak bir garip, lut devrini andırır,
Büyük başlar kaygısız, tehdit eder arzı dar.

Basın, yayın basıyor, reklâm edip asıyor!
Yara olmuş kangren, o durmadan kaşıyor.
Asalaklık popüler, epeycede revaçta,
Bit oğlu bitler şimdi, ensemizde yaşıyor.

Kir meftunu olanlar, pire olmuş bit olmuş!
Koltuklara yerleşmiş, kanımla merbut olmuş.
Boş koltuk bulamayan, yavsı olmuş kuyrukta,
Münhal değilse makam, bir kapıda it olmuş!

Kirler, narlar ve stres, adı; arz’i cehennem!
Bulunmaz bu gayyada, ne bir rahmet ne bir nem.
Pek çoklar yemiş aklı, nar’a olmuş pervane,
Bu çağ kıyamet çağı, dehşet demi bil bu dem!

Bunalan gelsin beri, nardan nur’a hicret var!
Âlemden şekva eden, işte sana nur diyar.
Masallardan yar olmaz, bırak Leyla mecnunu,
Leyl’ler seni bekler, teheccütle bul sen yar!

Ey biçare vatandaş, ey muzdarip kardeşler,
Sakarda meltem olmaz, narlı olur tüm düşler!
Nüristanda yer münhal, müştakları bekliyor,
Yoksa şekva beyhude, cehenneme gidişler.

Asr-ı saadet modeli, bizim için kurtuluş!
Al sünneti resulden, huzurla sende buluş.
Bırak çölde gezmeyi, huzur vermez seraplar,
İbadet taat ile bil ebedi kurtuluş!

Efsaneler yalandır, kaç yalanla, yılandan!
Kaç belalı maşuktan, meşki elem olandan.
Hiç ardına bakmadan, uç ciheti ala’ya,
Gurbetler mazi olsun, selam gönder sıladan.

Nardan nur’a davet var, layık olan buyursun!
“Nursuz bittim”diyene, onu bulan duyursun.
Teklifte ısrar; ısraf. Malımız ucuz değil!
Naz gerekmez açlara, kalbi açlar doyursun.

18.10.2007-İzmir-