Bahardan yazdan sökülmüs solmus takvimler koparip
Karli kislara dogru sokaklar caddeler
Dal dal
Sicim sicim
En düsük muhtaclik seviyesinde en yüksek cazibeyi tutturmak gayesiyle
Sarkip sallanarak damdan duvardan
Denk geldikce kendine selam sabah söyleyip insan cavginlari gibi sus pus..
Baglandigi hayata prova araliklari koyup suclu sabikali cizgiler ördügü
Varsa yoksa hani okuyan davet cagiran sessizlik…
Kristal yerleri tokusup carpistikca kirilanlarini kenardan kenara yigan
Koyu ve kacak gölgelerden sonra hicligi kefaletine takas
Parklar duvar dipleri ve köprü ayaklari dilimlenmis zamana yorgan yastik
Yaginca lekesi cikmayan beyazin
Günden güne dikislerinden söküldükce soguk bedeni yirtilan cirilciplakligin
Sallanan agaclarin ve sirali evlerin damarina basmis kapisina dolusmus
Arabalar aletler ve araclar gerecler
Ortalikta görünmeyen insanlardan daha cok buymus üsümüs yalnizligini
Ve dolup bosalan duraklardan savusup gecen ayak seslerini
Bagrinda yara bedenin buz gözlerin yagmur…
Kalici sürgünlerde gecisi heveslere param parca bölük ve pörcük
Üstü basi sürekli kendini doguran
Kendine dahi kabul olmayan sefil yoksul talan tarumar yükün
Sürekli kontrol kaydi altinda bulunmak sartiyla sesten sedadan
Yerlere yollara düsen el tutamlari ve ayak izleri mekanina mesken
Yikiliyor catisi tavani bahcesinin baginin,
Mertebede mesafede hayatta zar zor sag kalan resimlere
Dünya görünümlü müzeden baktigimda nara cekiyor beni tenha
Hem ayvaya hem nara, nedense nasilsa ..
Hem ayvaya hem nara
Hem ayvaya hem de nara….!
Kasim / 22
Kayıt Tarihi : 20.11.2022 12:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!