bahçe kadar eski olmalı
gençleştirmek lazımmış zamanında baksana, upuzun ölmüş badem ağacı
dibinde genç bir narın yeşil dalları çiçekte
kime benzer nar ağacı
aşılamayan taş duvarlar
kerpiç duvarlar arasında bahçeli köy evi
ateşe dayanırken yaşlanır ve çatlar ocakta taş
yitirir ateşini
sonra yıkılır
kurur suyu
ağacın yanında durmuşsun
hayalinde nar çiçekleri gelir
bolluk gelir tahta masaya
iki et
üç muhabbet gelir
çok muhabbetin önünde rakı, su ve kadeh gelir
sakiden öte sayarım seni
kadehimde elinin sıcaklığı
ekmek evinde ekmek elleri
hep emek veririz
yayılınca taş duvara dayalı közde etin kokusu
sonsuz açlık duygusu
kabaran anason kokusu
gerilir telaş kediler, köpekler kıskançlıklarıyla durmadan kemik kırar
şaşırırım pay etmeyi
gerilir telaş
egeye giydirerek kızıl bir geceliği çekiliyor güneş
kaçamak bakışlarımda uzakta gözlerin
cansız, toprak yapılar içten içe değişmekte
bacalıkta köz küle dönmekte
avlunun bir yanında kerpiç duvar eskimiş, çamur sıvalı
burada her şey çocukluğumuzun köy evleri
bir yanında Pelitköyün sarı taşları
yılları nasıl ağırladı bu duvarlar ve hangi mezarlıkta ustaları
nerede bu köy evinin ilk sahipleri
upuzun ölen bademin ilk çağlasını hangi kadın koynuna doldurmuştu
hangi bolluk yılda ocakta kazanlar daha çok kaynamıştı
kabaran anason kokusunda yavan zamanlar sarhoşuyum
aşksız uğraşılır mı bu bahçenin tarihinde o ağacın tohumuyla dünya kadar güzeliyle
aşağıdaki dut ağacından hangi kadın bir avuç karadut toplamıştı
vardır bir nedeni yalnız sana kanar kalbim
fakültenin kantininde kalmış o kaçamak bakışlar çok uzaklarda gözlerin
çoğul yolculukları en son ne zaman çok özlemiştim.
sormasaydım, buralarda upuzun ölecektim
yetim kalbim durmayan sızı geçmişimle geleceğime çarpıyor ısınıyor büyük denizlerim ve soluyor sabahları dürr-i adenden çıkmış gelmiş sanki
çarpıyor dalgaları kıyıya tüm gevherlerin içinde
hayal hayal gözümü kamaştırıyor,
geçen yıllarımız çizgilerimde.
aşk gibi bir kırmızı var çiçeğinde
nar ağacının yanındayım
ve sana, azade mısra gibi salıyorum, nasıl vuslat ederse etsin ey kalbim
Burhaniye, 04 Haziran 2019, Seyfettin Ceylan
Seyfettin CeylanKayıt Tarihi : 9.9.2019 23:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!