vede gecenin bitmediği saatlere of
yine esirim, neticesiz med-cezirlere
müptelayım namütenahi sessizliğe
düşerim zemine uzun yağmurlarda
buz parçası gibi dağılırım, darmadağınık
ruhumda hüküm süren acı sulardan alırım zehrimi
düşlerim rotasız gemilerle uzakları
sarsıntılı bir asma köprüde yürümeye zorlanırım adeta
fark edilemeyecek kadar küçük sarsıntılarla
ay dünyanın çevresinde dönerken
bir ayda bende döner
karanlıkları yurt edinenlerin çığlıklarını duyarım
her an bir yerlerde kıyametler kopuyor olmalı
ezelden ebede akıp giden zaman sürecinde
rabbani bir armağan
yepyeni gezegenler yepyeni cennet ve cehennem
en çok bu şehirde en sevdiğim ninnilerin koynunda uyurken
gölgeme içimin voltajından enerji vererek
açarım sonsuzluğun kilidini
öncesinde yaşadıklarım ve sonrasında yaşayacaklarım adına
soranlara tek kelime söylüyorum la edri
önümde yol düz olsa da, bu sefer dik çıkıyorum
bir fatiha boyu yol almış, sel sebil ağlayışlarla
derunumda ki gezegenlerde, bir menzile varmış gibi
tüm darbeler her cepheden bana hücum ediyor
bir kelebeğin kanat çırpmasına benzer
ya ölümün kölesiyim yada özgürlüğün
zindan yüreğimde,bir de cellat mevcut
ölüme götürüyor ıslak kirpiklerimden süzülen damlaları
günahlarımı döktüğüm avuçlarımda gül rengi sevdalarla
bu kadar anlamsız olacağını bilemezdim
azabını çektiğim her şeyin
uçsuz bucaksız hayaller kurarım
geceler boyu uykusuz
tutsaklıktan kurtulup arınmak için
hatalarımdan vize alamayan inançlarıma anlatırım kendimi
ölmeden önce ölenler gibi
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 22.11.2016 00:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!