Oldu bittiye gelinen sevgiler,
İlk demini Nisan'da bırakır gözlere.
Nisan'a renk veren gülüşler,
Bir yaş boyunda uzanıverir yüzlere.
Nisan yağmurları ardına alırken rüzgarı,
Sırtımda dünyevi bir yük;
Derdim küçük, dermanım büyük.
"Allah" der, derde susarım;
Ne verirse onu yaşarım.
Vaktim geçsin diye yazmıyorum;
Dert verdi diye azmıyorum.
"Kul Ahmet'in diline dolanmış hayat;
Yaşarsa hayatı, ölümle sınanacaktır.
Ölüm ile yaşam arası belki bu saat,
Asli olan hayata doğru yol alacaktır."
İşte, bu vaktin penceresinden geçiyor ömür.
O ömür, sadece geçmişe bakarsan görünür.
Zehirli bir sarmaşıktır dönüp geçmişe bakmak;
Yaşandığına bezdirir geçen için ağlamak.
Örtü giymiş kimi ağzı çok açık;
Kalbine örtmeden yaşarmış öyle.
Başı dışında heryeri açık saçık;
Kim severki bunu ey kalbim söyle.
...
...
"Ne oldum" deme, olduğun sensin.
Neyi seversen, onunla gülersin.
Yemekte bulduğun ilk lokmayı,
Sonuncusuna değiştiremezsin.
...
Ömür bir boş elektir, doldur dolduracağını.
Unuttum mu, sallanmadan ayıklanmayacağını?
...
Senli duygularla başlamıştım
Hayata , yaşamaya
Bir gün dönüp arkana bakmadan gittin
Savruluyordum sensizliğinde
Ordan oraya
Günün birinde dönüpte kederlendin
Bugünlük, aklımda dünden kalma satırlar
Yaşıyorum bugüne dair tek anım budur
Ben unutsam bile, anılar beni hatırlar
Yaşamaya tutunduran sebebim budur.
...
Kanayan yaraları gördünmü için gider;
Kanayan sen olursan bunu kimin farkeder?
Kanadın, kanat arama, kanaat Allah'tadır;
O ki, dermandan önce bir yara açmaktadır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!