Nalân Yıldız Şiirleri - Şair Nalân Yıldız

Nalân Yıldız

Hayat emdiğim sütü geri çekiyor gibi damarlarımdan
Gözlerim penceremle aynı hızla boşalıyor,
Yokluğun ruhumda koca bir yara
Dünya çekiliyor gibi ayaklarımdan.
Felçli bir ağırlık oturuyor yüreğimde
Sen gittin, o kalıcı anlaşılan.

Devamını Oku
Nalân Yıldız

Gözlerinde, uçurduğun Anka'nın zümrüdü Ridade,
Pegasus'un kanatlarına yapışmış ellerin…
Kaf Dağı’ndan, Tanrı Dağları’na gidip geldin mi yoksa
İkiz kardeşin Renide'nin dualarıyla?
Ridade,
Senin sürgünün bu dünyada bitmez,

Devamını Oku
Nalân Yıldız

Papazın usturası kesti
Çocukluğunu Massava'da
Tahta, iğrenç, kanlı bir masada
Adı başkaydı, hayalleri başka
Eritilmiş çam sakızı döktüler
Rüyalarına...

Devamını Oku
Nalân Yıldız

Kendime gittim.
Hâlâ ordayım
ve sanıyorum bir daha sana
düşmeyecek yollarım...

Devamını Oku
Nalân Yıldız

Gözlerimiz birbirinden kaçıyor.
“Artık, diye başlamak istemedim çünkü “artık” diye başlayan cümleler bir dönemin bittiğine, başlayan yeni dönemin de eskisinden farklı olduğuna ve olacağına işaret eder. Bu yeni süreç “artık” la başlamıştır. Biten, geçmiş döneme sığmayan, kelimenin gerçek manâsını da hatırlatan, “artık” duygulara, düşüncelere bulanmış bir bilinmezlik halini anlatır.
Artık, gözlerimiz birbirinden kaçıyor desem, gözlerimizin birbirinden kaçmaya devam edeceği bir süreci kabullenmiş gibi olacağımı vehmediyorum. Bu, “artık”la, “artık ellerimiz de birbirinden kaçıyor”, “artık seni hissetmiyorum”, “artık senin farkında olmak istemiyorum”, hatta “artık seni sevmiyorum” a kadar uzanacak, en alttaki kutuyu çekip, biriktirdiğimiz ve korumakla yükümlü olduğumuz piramidimizi yıkacak bir uğursuz hareketin başlayacağını düşünüyorum.
Bu piramidi oluşturan kutularda, çok özel antikalarımız var. Acılı, sancılı kimi zaman da neşe ile sevinçlerimizle oluşturduğumuz yalnızca ikimize ait, ilişkimize form kazandıran duyguların kutulanmış halleri. Piramidimize eklediğimiz yeni kutular da en az diğerleri kadar nadide parçaları koruyorlar. İncelikle dokunmalıyız, onlarda geleceğimize ait ümitlerimiz, hayallerimiz var. Biliyorsun kolay hazırlanmıyor bir kutu, içini doldururken emek istiyor, yerine koyarken dikkat istiyor, korurken de hepsini birden.
Bizi birbirimize mecbur eden çaresizliğimiz, alternatifsizliğimiz değil elbette. İkimiz için de daha kolay, daha az yorucu başka birileri bulunabilir ama eminim ki onlarla bundan daha iyisini yapamayız.
Hayatımda bir daha hiç kimseyle bu kadar emek harcanmış bu kadar zirveye yaklaşmış bir piramit oluşturamayacağım biliyorum. Korkularım bencilliğimden anlayacağın. Yeni biriyle yeni bir piramit için, sabrım yok, gücüm yok, isteğim yok. Olsa bile piramidin dününe malzeme olacak ortak bir geçmişim, kısaca zamanım yok. Gelecek için bile zamanım yok. Senin var mı?

Devamını Oku
Nalân Yıldız

- Günay'a-


Her sabah uyandığımda
Mevsimsiz aşerdiğim leylâk kokusundaysan Tanrım
Bırak peşimi, bana acı

Devamını Oku
Nalân Yıldız

1995 Eylül
Zekeriyaköy,
Mecit Yağan, Süleyman Demirel
Ve tanımadığım bir adam fotoğrafta...
Zımbalanmış defter zulası
Gazete kupürü,

Devamını Oku
Nalân Yıldız

Gözlerindeki çocuğa sarılmalıyım
Avutmalıyım hatta
'Korkma, herşey güzel olacak' diye
Saçlarını okşamalıyım

Sen 'Önemli adamlar panayırında'

Devamını Oku
Nalân Yıldız

İhtiraslarımı koyduğum
Sepetin içinde
Hasret ve terbiyeli pişmanlık var
Tütsülenmiş yanlış zamanlar
Yarım kalmış mutluluklar da
Sığdılar mumlar ve peçeteler

Devamını Oku
Nalân Yıldız

İlk defa söyler gibi yine darmadağın
Yine o eski şarkıyı söylüyor yüreğin
Bildik,
Çok okunmuş duaların renginde
Ürkek bir kelebek oluyor sesin...
Boş sokaklara yağmurlar yağıyor

Devamını Oku