O başlığın benzerini daha önce gazetelerde görmüştüm. Şimdilerde de İnternet sitelerinde denk geliyor zaman zaman çok baba bir soru. ''Nakde mi sıkıştınız? '' Hayır sıkışmış da olabilirim, sıkışmamış da size ne bundan arkadaşım? İlla para mı vermek istiyorsunuz, bu garip, orta direk ve dargelirli küçükesnaf sınıfından Ahmet Ağabeyinize? Tamam verin alalım, hatta söyleyin yerini, gelip hemen alayım, çantama koyup gideyim. ''Yok yok öyle olmaz mı diyorsunuz? '' Eee Nasıl olacak peki? Ha anladım, evimi ipotek edip öyle vereceksiniz parayı. Senin kara kaşına kara gözüne meftun değiliz diyorsunuz. İyi deyin bakalım. Bizim kara kaşımıza, kara gözümüze meftun olan çok, varın siz olmayın...
Almıyorum arkadaşım, almıyorum. Verdiğiniz üç kuruş ya da beş kuruş kredi sizin olsun. Hem siz bizim o atalarımızın 1398 yıl önce söylediği atalar sözünü biliyor musunuz ki hala günümüzde de geçerlidir bu baba söz ''Borç yiyen kesesinden yer.'' der. Ha anladım siz de ondan tam beş yıl sonra yani Milattan Sonra bilmem kaç yılında da başka bir atamız ''Borç yiğidin kamçısıdır.'' demiş. Demiş de iyi mi etmiş sanki? Kamçı yemekten de hoşlanmam, borçtan da...
Tamam arkadaşım tamam, nakde sıkıştım harbidende, hiç belli etmiyorum aslında. Gidip bir arkadaşımdan borç istesem? Ya dolar veririm diyor ya da yuro. Hah o da euro diye yazılıyor aslında. Eee ben alacağım euro ya da doları bir ay sonra gizli bir devalüasyon, yok yok gizli de olmuyor açık açık hem de gözümüzün içine baka baka, babalara geleceğiz biz de eninde sonunda... ''Siz babasınız zaten.'' mi diyorsunuz. Babayız baba olmasına da bu durum babalara gelmemize engel değil asla...
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta